Sayın Meslektaşlarım,

Ofisimizde mevcut bulunan 2012 tarihli bir boşanma davası sonucunda mahkemenin gerekçeli kararından ilgili kısmı paylaşarak, sonrasında sorumu yönelteceğim.

Kararın ilgili kısmı:
"Dava TMK'nun 166/1. maddesi kapsamında geçimsizlik nedenine dayalı boşanma davası olup tüm dosya kapsamından tarafların ... tarihinde nikahlarının kıyıldığı,
ancak düğün merasimi olmadan tarafların cinsel birliktelik yaşadıkları, dosya kapsamından,ceza dosyasından ve özellikle tanık beyanlarından bu durumun zorlama değil
tarafların rızası ile meydana geldiği, davalı- davacı kadının sürekli mesajlaştığı, mesajları davacı- davalıdan gizlediği, böylece güven sarsıcı davranışlarının olduğu, davacı-davalıya istemediğini mesajla bildirdiği, davacı- davalı erkeğin ise yine davalı davacı kadın ile evlenmek istemediğini söylediği, birçok hususta davalı kadına baskı kurduğu, kendi isteklerinin olmasını istediği, davalı kadına bağırdığı anlaşılmakla taraflardan evliliği
sürdürmesinin beklenilemeyeceği, tarafların eşit kusurlu oldukları, evliliğin devamında,taraflar ve toplum yönünden menfaat kalmadığı anlaşıldığından tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Davalının çalışmaması, boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği,boşanmada davacıdan ziyade kusurlu olmadığı hususları dikkate alınarak aylık 200.TL tedbir
nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine karar
verilmiştir.
Tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle kadının tazminat taleplerinin reddine karar
verilmiştir. "

SORU:

Söz konusu davada taraflar fiilen evlilik birliğini kuramamışlardır. Resmi nikah yapılmış,ancak düğün merasimi yapılmamıştır. Boşanma sürecine kadar da taraflar aynı evi paylaşmamış, ayrı bir ev tutmamış ve eşya almamışlardır. Cinsel birliktelik ise nişanlılık süresinde meydana gelmiştir.

Lehine yoksulluk nafakasına hükmedilen bayan, nikah öncesi de çalışmamaktadır ve ailesi ile birlikte yaşamaktadır.

Söz konusu kararı erkek eş açısından nafaka yönünden temyiz edeceğiz.

Evlilik öncesi zaten çalışmayan eşin lehine, fiilen hiç olmayan ve sadece kağıt üzerinde birliktelikten ibaret olan bu evlilik sonrası boşanma dolayısıyla yoksulluk nafakası bağlanması hususundaki düşünceleriniz nelerdir? Bu hususta eline Yargıtay Kararı olan var mıdır?

Sevgiler.