Mesajı Okuyun
Old 24-07-2014, 14:08   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Bahooo
Merhaba
Banka kusurlu olarak ihtiyati tedbir kararını uygulamayarak ödeme yapıyor ve açılan tazminat davasında kusurlu bulunuyor, zarar gören kişiye ayrıca ödeme yapmak zorunda kalıyor.

Banka açacağı rücu davasını kararı uygulamayan personeline mi yoksa parayı çeken ve sebepsiz zenginleşen kişiye mi açacaktır?

Ayrıca bu davada tazminat davasında ödediği yargılama giderleri ve vekalet ücretini de talep edebilir mi?

Teşekkür ederim.

Yol gösterici olabilir:

Yargıtay 4. H.D. 2012/18401 E. 2013/901 K. 25.01.2013 Tarih : "...Karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 50. ve 51. maddeleri uyarınca, haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda zarar gören, dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden veya birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle davacı banka, asıl kredi borçluları ile birlikte kredilerin verilmesinde kusurları olduğunu iddia ettiği personelinden tahsilde tekerrür olmamak üzere alacağını isteme hakkına sahip olup, mahkemenin yanılgılı gerekçe ile davayı reddetmesi doğru olmamıştır. Şu durumda, dava konusu edilen kredilerden dolayı dava dışı kişiler hakkında devam etmekte olan kamu davasının sonucu araştırılmalı, davalıların kredilerin verilmesi sırasındaki bankadaki görevleri gözetilerek bankanın kredi kullandırılmasına ilişkin usul ve esasları çerçevesinde kusurları araştırılıp, gerekirse uzman bilirkişi görüşüne başvurularak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir..."


Yargıtay 11. H.D. 2012/17465 E. 2013/15363 K. 10.09.2013 Tarih : "...Dava, davacı muhatap banka tarafından ödenen sahte çek bedelinin çeki ibraz eden hamilden rücuen tahsiline ilişkindir.Çeki elinde bulunduran hamilin, çeki kötü niyetle veya ağır kusurla iktisap etmiş olmadıkça geri vermekle yükümlü olmayacağını öngören mülga T.T.K.nın 704. maddesi karşısında, hamil çekin sahte ve tahrif edilmiş olduğunu biliyor veya söz gelimi çek üzerinde bu eylemlerin varlığı belli olan hallerde bilmesi gerektiği kabul edilebiliyor ise bankanın bu kişiye rücu hakkının tanınabileceği, başka bir anlatımla, hamil kötüniyetli ise, bankanın, bu paranın kendisine geri verilmesini hamilden isteyeceği, iyiniyetli hamile ise hataen ödeme sebebiyle başvurma imkanının olmadığı, sahte veya tahrif edilmiş çeki ödeyerek zarara uğrayan bankanın ancak bu fiilin failinden zararının tazminini isteyebileceği, (Tekil Müge, Çekte Muhatap Bankanın Hukuki Sorumluluğu, 1997, s.86,93,94; Eriş Gönen, Türk Ticaret Kanunu, 2010, C.4, s.4361, Öztan Fırat, Kıymetli Evrak Hukuku 2. Bası 1997, s. 1112) değerlendirilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir..."

Yargıtay 19. H.D. 2009/5569 E. 2010/2864 K. 15.03.2010 Tarih : "...Somut olayda davalı, İnternetten tanıştığı R. isimli kişi aracılığıyla A. ... Bankasındaki hesabına para gönderildiğini, bu parayı çekip dolara çevrildikten sonra anlaşmaları gereği, R.'da R. E. ismine Western Union yöntemi ile gönderdiğini belirterek, buna ait dekont ibraz etmiştir. Bu eylemi ile davalı, davacı bankanın hesabından haksız olarak kendi hesabına aktarılan paranın, dava dışı kişiye gönderilmesi suretiyle oluşan haksız fiile katılmış olup, kusurludur. Mahkemenin davalıyı kusursuz bularak, davacının ve dava dışı bankanın kusurundan bahsederek yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Somut olayda, davalının müteselsil kusurlu olduğu gözetildiğinde, davacının, dava dışı banka hakkında dava açmadan davalıya karşı dava açması doğrudur..."