Mesajı Okuyun
Old 17-07-2014, 12:03   #69
Hacı Ali Özhan

 
Varsayılan av kanun değişiklik önerisi -4 konuda-

Adalet Bakanlığı Kananlar Genel müdürlüğü tarafından 18.04.2014 tarihi itibariyle görüşe sunulan avukatlık taslağı hakkında 4 konuya ilişkin görüş ve önerilerim aşağıdadır.

25.05.2014
Hacı Ali Özhan
(Eski avukat)
Adres: Ulus Noterliği – Ulus / Bartın
Cep : 05422640275


  • Seçimle ilgili;

    Taslakta; Baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin organlarının seçimi
    MADDE 188–
    (13) Oy verme işlemi, gizli oy açık tasnif esasına göre yapılır. Listede adı yazılı bulunmayan avukat oy kullanamaz. Oylar, oy verenin kimliğinin baro veya resmi kuruluşça verilen belge ile ispat edilmesinden ve listedeki isminin karşısındaki yerin imzalanmasından sonra kullanılır. Oylar, organlara göre ayrı ayrı oluşturulan ve tüm adayların alfabetik sıraya göre isimlerinin yer aldığı oy pusulalarında seçilen adayların işaretlenmesi suretiyle, üzerinde ilçe seçim kurulu mühürü bulunan ve oy verme sırasında sandık kurulu başkanı tarafından verilecek zarfa konulması suretiyle kullanılır. Bunların dışındaki zarflara konulan oylar geçersizdir. Oy pusulasına seçilecek asıl üye sayısından fazla aday işaretlenmesi halinde, o oy pusulası geçersiz sayılır.”
    HAO görüşü: Hükmüyle getirilen aday olan tüm kişilerin isimlerinin alfabetik sıraya göre listelenmesi ve listede işaret edilmesi yöntemiyle seçilmesi çok isabetli olmuştur. Ancak son cümlede “Oy pusulasına seçilecek asıl üye sayısından fazla aday işaretlenmesi halinde, o oy pusulası geçersiz sayılır” denilmesigruplar oluşması gibi gereksiz kamplaşmalara neden olmaktadır. Meslek örgütü ile bağdaşmayan gereksiz ve hatta mesleğe zarar verici ayrımcılıkları önlemek için her seçmenin bir adaya oy vermesi Türkiye gerçeği için çok uygun olacaktır. Dolayısıyla tüm adayların isimlerinin yazılı olduğu listeden yalnızca bir adayın işaretlenmesi yöntemi tercih edilmelidir. Böyle olunca her organa aday olanların isimleri ayrı kağıtlara yapılacak liste yerine bir kağıda liste halinde yazılmasında sakınca olmayacağı gibi gereksiz kırtasiye ve emek israfını da önleyecektir.
    Keza Baroların olağan genel kurul toplantısının ve seçimlerin 4 yılda bir olması da yerinde bir değişikliktir. Çünkü 2 yılda bir yapılan Baro genel kurulu çok sık olması anlamı taşıyordu, bu kadar sık toplantı yapmaya ve yönetim değişikliğine Baroların, yöneticilerin ve avukatların ihtiyacı yoktur.

  • Görev yasağıyla ilgili;
    Taslakta; Bazı Görevlerden Ayrılanların Avukatlık Yapma Yasağı

    MADDE 83–(1) Emeklilik veya istifa gibi sebeplerle görevden ayrılan adlî ve idari yargı hâkim ve savcılarının, son beş yıl içinde hizmet gördükleri adalet daireleri içindeki mahkemeler ile icra ve iflas dairelerinde, -eklenecek kelimeler- (dairelerinin yargı çevresinde) görevlerinden ayrılma tarihinden itibaren dört yıl süre ile avukatlık yapmaları yasaktır. " denmiştir.

    Gerekçesinde "MADDE 83- Maddede, bazı görevlerden ayrılanların avukatlık yapma yasağı düzenlenmektedir. 1136 sayılı Kanununun 14 üncü maddesine karşılık gelen yeni düzenlemede, süreler yönünden değişiklikler getirilmektedir." Denilmiştir

    HAO görüşü: Mevcut kanun m.14 hükmünde getirilen "son beş yıl içinde hizmet gördükleri mahkeme ve dairelerin yargı çevresinde görevden ayrılma tarihinden itibaren iki yıl süre ile avukatlık yapmaları yasaktır." kuralı haksız rekabeti önlemek için çok isabetlidir. Çünkü hakim, savcı emekli olup ve istifa edip aynı ilçelerde avukatlık yapmasının haksız rekabete yol açacağı meydandadır. Hakim ve savcılar genellikle tayini çıktığı yere gidip orada istifa edip, en son görev 3 yıl kadar görev yaptığı ve kendisinin uzunca yıllar çalıştığı için tanındığı küçük ilçeye geri gelerek avukatlık bürosu açıyordu. 5728 sayılı kanunla 2008 yılında yapılan değişiklikle "son beş yıl içinde görev yapılan" yerler eklenerek bu haksız rekabet önlenmeye çalışılmıştır. Gerekçede eski 14 madde hükmü benimsendiğine göre "dairelerinin yargı çevresinde" ifadesi eklenmelidir.
  • Avukatlık yasağıyla ilgili;
    Taslakta; MADDE 5– (1) Aşağıda yazılı durumlardan birinin varlığı halinde, avukatlık mesleğine kabul istemi reddolunur:
    a) 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş, ertelenmiş, para cezasına çevrilmiş, yasaklanmış hakları geri verilmiş veya affa uğramış olsa bile, -çıkarılacak kelimeler- kasten işlenen bir suçtan dolayı iki yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olmak” hükmü, Maddenin gerekçesinde “avukatlık mesleğine kabule engel hususlar düzenlenmektedir. 1136 sayılı Kanunun 5 inci maddesine karşılık gelmektedir.” Denmiştir.
    HAO görüşü: Mevcut 5 maddede "...ertelenmiş, para cezasına çevrilmiş, yasaklanmış hakları geri verilmiş veya affa uğramış olsa bile..." ifadesi yoktur. Bu ifadeler çıkarılmalıdır çünkü erteleme, af, paraya çevirme, yasağın kalkması kurumları ile sanığa tanınan iyileştirici hallerin avukatlık yapmak için engel görülmemesi gerekir. Toplumsal - sosyal ve ceza hukuk düzeninin içeriği ve seviyesi bunu gerektirmektedir. Keza avukatlık yasağı ile bu hallerde amaçlanan fayda engellemiş olunur ve bu kurumların özüyle çelişik duruma düşülür. Bu halleri oluşan hükümlü kişilerin avukatlık yapamaması ölçülü bir tedbir değildir, adalete, hakkaniyete uygun düşmez.
  • Sınavla ilgili;
    Taslakta; Avukatlık stajına kabul sınavı
    MADDE 13– (1) Avukatlık stajına kabul için adaylar, Adalet Bakanlığı tarafından yapılacak veya Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezine ya da uygun görülecek bir kuruma yaptırılacak yazılı sınava girmek ve bu sınavdan yüz üzerinden en az yetmiş puan almak zorundadırlar.
    Avukatlığa kabul sınavı
    MADDE 14– (1) Avukatlık stajının sonunda, stajyerin yeterliliğinin değerlendirilmesi ve avukatlığa kabulü için, Adalet Bakanlığı tarafından yazılı bir sınav yapılır veya Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezine ya da uygun görülecek bir kuruma yaptırılır.
    Maddenin gerekçesin deAvukatlık stajının sonunda, stajyerin yeterliliğinin değerlendirilmesi ve avukatlığa kabulü için yazılı bir sınav yapılması … öngörülmektedir. “ denmiştir.
    HAO görüşü: Stajyerliğe başlarken sınav yapılması kuralı kaldırılmalıdır. Bir mesleğe giriş için iki tane sınav olması doğru değildir. Kaldı ki staja kabul için sınav olması diğer bütün mesleklerde benimsenen bizim sistemimize de aykırıdır. Ayrıca iki sınav gerçekçi de değildir. Sınava kazanıp 1 yıl staj yaparak zamanını ayırmış kişinin avukatlık sınavını kazanamadı diye avukat olamaması uygulamada sıkıntılara, gereksiz mağduriyetlere neden olacaktır. Öğrencilikten sonra isteyen herkes stajyer olarak mesleği tanımalı ve yeterlilik için avukatlığa kabul sınavı olarak tek bir sınav yapılması doğru olandır.