Mesajı Okuyun
Old 23-06-2014, 11:26   #6
avrecepefe

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avrecepefe
Sevgili Meslektaşım,
Konuyla ilgili olarak Danıştay 7. Dairesinin bir kararını sunuyorum. Sinerji Mevzuat ve İçtihat programlarından alıntılandığını da belirtmek isterim.
T.C DANIŞTAY
7.Daire
Esas: 2009 / 7853
Karar: 2011 / 308
Karar Tarihi: 27.01.2011

ÖZET: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, yasada belirtilen nedenlerini bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.(2577 S. K. m. 49)

İstemin Özeti: Davacı adına tescilli beyanname muhteviyatı eşyanın kıymetinin noksan beyan edildiğinden bahisle yapılan katma değer vergisi ek tahakkukunun iptali istemiyle açılan davayı; olayda ek tahakkuka vaki düzeltme başvurusunun reddi yolundaki işleme karşı 13.5.2009 tarihinde itiraz edildiğinin, Gümrük Başmüdürlüğünce verilecek itirazın reddine dair karar tebliğ edilmeden, 28.4.2009 tarihinde dava açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, henüz idari itiraz prosedürü tamamlanıp, idari davaya konu edilebilecek işlem tebliğ edilmeden, vaktinden önce dava açıldığı gerekçesiyle reddeden İstanbul Onbirinci Vergi Mahkemesinin 5.6.2009 gün ve E:2009/1400; K:2009/1725 sayılı kararının; davalı İdare tarafından kendilerine gönderilen tebligatta, izlenecek olan idari itiraz prosedürünün gösterilmediği ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Ayşe KILIÇ'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı H. Hüseyin TOK'un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerini bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine, 38,20 (OtuzsekizTürklirasıyirmikuruş) maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 27.01.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dosyanın incelenmesinden, ek tahakkuka ilişkin işlemin 23.2.2009 tarihinde tebliği özerine 10.3.2009 (süresi içerisinde) düzeltme talebinde bulunulduğu, ardından 28.4.2009 tarihinde işbu davanın açıldığı, dava açıldıktan sonra düzeltme talebinin reddine dair kararın 5.5.2009 tarihinde tebliğ edildiği, 13.5.2009 tarihinde itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

4458 sayılı Gümrük Kanununun 242'nci maddesinin olay tarihinde yürürlükte ulunan şeklinin 1'inci fıkrasında, yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri; 2'nci fıkrasında, düzeltme taleplerinin ilgili gümrük müdürlüğü tarafından otuz gün içinde karara bağlanarak yükümlüye tebliğ edileceği; 3'üncü fıkrasında, kişilerin düzeltme taleplerine ilişkin kararlara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunabilecekleri; 4'üncü fıkrasında, gümrük başmüdürlüklerine intikal eden itirazların otuz gön içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği; 7'nci fıkrasında ise, gümrük başmüdürlüklerinin kararına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği belirtilmiş; aynı Kanunun 14'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında da, bu Kanunda belirtilen sürelerin, tarih veya vadelerin, aksine ezel bir hüküm bulunmadıkça uzatılamayacakları veya ertelenemeyeceği; sürenin, tarih veya vadelerin bitim tarihinin resmi tatil gününe rastlaması halinde, bu sürelerin ilk iş gününün resmi çalışma saatleri sonunda biteceği hükme bağlanmıştır.

Sözü edilen hükümlere göre; kişiler, kendilerine tebliğ edilen tahakkuklara karşı, on beş gün içinde gümrük müdürlüğüne düzeltme, ya da yedi gün içinde gümrük başmüdürlüğüne itiraz başvurusunda bulunma konusunda seçim yapabileceklerinden, itiraz yoluna gidilmeden önce düzeltme talebinde bulunulması zorunlu bir yol değildir. Ancak, ilgililerce, bu yollardan birinin işletilmesi konusunda irade ortaya konulduktan sonra, 4458 sayılı Kanunun 242'nci maddesinde, bu seçim sonucunda, müracaat edilmesi öngörülen idari veya yargısal yolların koşullarına uygun hareket edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, ilgililerce, anılan madde uyarınca yapılan düzeltme veya itiraz başvurularının, Gümrük İdaresince, 30 gün içinde karara bağlanarak sonucunun ilgilisine tebliği yasal bir zorunluluk olduğundan; bu sürelerin cevapsız geçirilmesi halinde, idari Başvuruların zımnen reddedildiğinin kabulü zorunludur. Aksi halde, idari başvuruların, cevap verilmemek suretiyle sürüncemede bırakılması ve dolayısıyla, hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracak uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Olayda, ek tahakkukun 23.2.2009 tarihinde tebliği üzerine 10.3.2009 tarihinde yapılan düzeltme başvurusuna 30 gün içerisinde cevap verilmemek suretiyle zımni ret işleminin oluştuğu açık olup, zımni ret üzerine 28.4.2009 tarihinde açılan davada idari merci tecavüzü sebebiyle dilekçe ve eklerinin itiraz mercii olan ilgili Başmüdürlüğe tevdiine karar verilmesi gerekir ise de, düzeltme talebinin zımnen reddi üzerine 7 günlük itiraz süresi geçirilerek açılan davada merciine tevdi kararı verilmesinin davacıya hukuki bir yarar sağlaması olanaksız olduğundan, açılan davanın istemin özeti bölümünde yazılan gerekçeyle reddine dair mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin belirtilen gerekçeyle reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz. (¤¤)

Sevgili Meslektaşım,
Kanaatim idarenin olumlu veya olumsuz bir cevap vermesini beklemek yönünde. Zira, malum olduğu üzere 4458 Sayılı Gümrük Kanununun 242. maddesi aynen şöyledir:

ONİKİNCİ KISIM : İtirazlar
Madde 242 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 07.07.2009 RG NO: 27281 KANUN NO: 5911/64) (YÜR. TAR.: 07.10.2009) (KOD 1)
1. Yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir.
2. İdareye intikal eden itirazlar otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edilir.
3. İtiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılır ve idarece yetkili makama ulaştırılır.
4. İtirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabilir.

Yine aynı kanunun 198. maddesinin 2. fıkrası da ;

198/2. Tebliğ edilen gümrük vergilerine karşı 242 nci madde çerçevesinde gümrük idareleri nezdinde itiraz edilmesi ödeme süresini keser. Ödeme süresi idarenin ya da yargı mercii kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren yeniden başlar.

Sevgili Meslektaşım,
Görüldüğü üzere 242. maddenin 2. fıkrasında idarenin itirazı 30 gün içinde karara bağlayacağı ve aynı süre içerisinde ilgiliye bildireceği yazılıdır. 4. fıkrada ise itirazın reddi halinde idari yargı yerlerine başvurulabileceği kaleme alınmıştır. Aynı kanunun 198. maddesinin ikinci fıkrasında ise itirazın ödeme süresini keseceği, bu sürenin idarenin (ya da yargı merciinin) kararının tebliği tarihinden itibaren yeniden başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Tüm bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde
1) Maddenin 4. fıkrasında itirazın reddi kararlarına karşı yargı mercilerine gidilebileceği düzenlenmiş olmasına rağmen aynı maddede idari itirazın 30 gün içinde cevapsız bırakılması halinde zımnen reddedilmiş sayılacağına dair bir düzenleme bulunmamakta. 198. maddede itiraz ile duran ödeme süresinin idarenin cevabından itibaren yeniden başlayacağı düzenlendiğine göre idarenin mutlaka bir cevap vermesinin (olumlu-olumsuz) beklenmesi gerekeceği, zira idarenin vereceği cevaba kadar ödeme süresinin duracağı, idare cevap verene kadar ilgililerin menfaatlerinin zarara uğramayacağı; hukuki durumlarında bir değişiklik olmayacağı, bu nedenle de idare olumsuz bir cevap vermediği müddetçe de idari yargıda dava açılmasının hukuken bir yarar sağlamayacağı kanaatine varıyorum.
2) Bu kanaatimi 198. maddenin 2. fıkrası destekliyor. Zira bu maddede yapılan değişiklikten önce itiraz ödeme süresini durdurmadığından 30 günlük süre içiresinde idarenin bir cevap vermemesi durumunda bunu zımni ret sayıp dava açma süresi içinde idari yargı mercilerine başvurulabiliyordu. Değişiklikle birlikte artık idarenin cevabına kadar ödeme süresi durmakta.
Madde 242 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 07.07.2009 RG NO: 27281 KANUN NO: 5911/64) (YÜR. TAR.: 07.10.2009) (KOD 1)
1. Yükümlüler kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilir.

2. İdareye intikal eden itirazlar otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edilir.

3. İtiraz dilekçelerinin süresi içinde yanlış makama verilmesi halinde, itiraz süresinde yapılmış sayılır ve idarece yetkili makama ulaştırılır.

4. İtirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabilir.