Mesajı Okuyun
Old 08-03-2007, 12:50   #3
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Burada bir çelişki var sanırım.Bonoda alacaklı ilk planda borçlu tarafa bir "mal" veya "para" vermiş ve bunun karşılığında bono almış (veya bir hukuk ilşkinin teminatı olarak) kişidir. Olayda ise alacaklı borçluya senette "malen" yazdığı halde herhangibir mal vermediğini, tam aksine borçlunun bir taşınmaz alım-satım aksi çerçevesinde "mal" edim(borcun sebebi)karşılığı "nakit" (semen)verdiğini buna rağmen borç sebebinin kendisine teslim edilmediği iddia etmektedir.

Alıntı:
Mal kaydı bulunan bir bonoda borçlu alacaklıdan mal almadığını iddia ; alacaklı da borçluya mal vermediğini kabul ederse borçlunun iddiası sabit olmuştur. Lehdarın bedelin para olarak verildiği iddiası ise, ispatı kendisine düşen bir husustur ( Prof.Dr.Fırat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku, 2.bası, Ankara,1997, sh. 1007 vd )


Şu durumda, takibin dayanağını teşkil eden dolayısıyla da alacaklının alacağını ispat aracı durumundaki bonoda bulunan "malen" kaydının doğru olmadığı yönündeki borçlu iddiası alacaklı yanca da kabul edilmiş, temeldeki hukuki ilişki yönünden bonodaki bu ispat kaydı bizzat alacaklı tarafından değişikliğe uğratılmıştır.Alacağın varlığını ve dayandığı temel ilişkinin senettekinden farklı olduğunu iddia eden alacaklı artık kendi dayandığı ve senetten anlaşılmayan elden para verilme olgusunu ispat yüküyle karşı karşıyadır.Eş söyleyişle, kendi dayanağı olan senetteki sebepten ayrılarak elden para verildiği iddiasını ortaya atarak, "bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden" taraf davalı/alacaklıdır ve bu vakıayı ispat etmeye mecburdur, dolayısıyla ispat yükü davalı/alacaklıdadır. Borçlu aralarında temel ilişkinin varlığını kabul etmemiş, kendisine ispat yükü getirecek olan ödeme nedeniyle karşılıksızlık iddiasında bulunmamış, aksine borcun varlığını inkar etmiştir. Alacaklının bonodaki malen kaydına karşın alacak borç ilişkisinin mal alışverişine dayanmadığı yönündeki kabulü karşısında davacı/borçlunun iddiası bu noktada sabit olmaktadır. Lehdarın yani alacaklının "bedelin para olarak verildiği " iddiasını ispat yükü ise kendisinde bulunmaktadır.
(Bkz. YHGK, E. 2003/19-781, K. 2003/768, T. 17.12.2003)


Son olarak, eğer borçlu senetle borçlu olmadığı (hatır,teminat iddiası) dışında, karşı yanla aralarındaki temel ilişkiyi (olayda alım satım akdi) bir kesin delil olan "mahkeme içi ikrar" la kabul etmişse, alacaklının senet sebebini talil etmesine rağmen (talil edilen senet sebebini ispatlayabileceği başkaca kesin delili olmadğı varsayılıdığında) artık temel ilişkiyi ispatlamasına gerek kalmaksızın bu ilişkiye dayanarak ve bonoyu da semen karşılığı verilen bir ödeme aracı olarak göstererek (temel ilişkiye dayanan, bonodan doğan değil) alacağını kanıtlanması mümkün olabilir diye düşünüyorum.