Mesajı Okuyun
Old 12-05-2014, 10:26   #2
Av. Kübra İSLAMOĞLU BAYER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan alpercelep
Meslektaşlarım herkese iyi çalışmalar diliyorum. Kira alacağına dayalı itirazın iptali davasında davalı avukatıyım.Olayı özetleyecek olursam İl Özel idaresinin tasarrufu altında bulunan tarihi bir yapı A şirketine 5 yıllığına kiraya verilmiştir. Kira sözleşmesinde alt kiraya verilmesi yasaklanmış , izne bağlı olarak alt kiralama yapılacağı hususu yazılmıştır. Avukatı olduğum B şirketi A şirketinden bu yapıyı kiralamış ve 1 yıl boyunca fiilen işletmiştir.Alt Kira sözleşmesinde 2 yılın ücreti kira sözleşmesi fesih edilse dahi ödenir hükmü bulunmakla birlikte A şirketi tarafından İl Özel idaresinden gerekli izinlerin alınacağı hususunda sözleşmeye madde konulmuştur. Kira yılı içinde İl Özel idaresine başvuru yapılmadığı gibi tarihi yapının eklentisi olarak kiralanan taşınmazın yakınındaki bazı yapılarda ruhsata aykırılık nedeniyle belediye tarafından da yıktırılmış , cazibesini bizce yitirmiştir. Gerekli işlemlerin yapılmaması kiralananda elimizde olmayan nedenlerden dolayı değişimlerin olması nedeniyle kira sözlşmesine devam edilmeyeceği bilgisi A şirketine verilmiş ve kiralananın anahtarı tevdi mahalli tayini ile A şirketine ulaştırılmıştır.
Meslektaşlarım A şirketi 2 yıllık kira bedeli ödenir hükmüne dayanarak icra takibi başlatmıştır.Takibe süresinde itiraz edilmiştir.
İtirazın iptali davası A şirketince Asliye Hukuk da açılmıştır ( Bulunduğumuz şehirde asliye ticaret mahkemesi yoktur) Kira bedeline yönelik davalar 6100 sayılı HMK'da sulh hukuk mahkemesinin yetkisinde lakin tarafların taciz olması ,ticari iş niteliğinde kabul edilmesi itirazın iptali davasının asliye hukuk mahkemesinde açılmasını gerektirir mi ? Sizce görev sorunu doğar mı ?
Yine alt kiraya verilmesi yasaklanmış il özel idaresine ait mülkün devirleri Kamu İhale Kanunu kapsamında yapıldığından hukuka aykırı bir sözleşmenin geçerli olamayacağı hükmünden yola çıkacak olursak sizce kira sözleşmesi geçerli olur mu? Biz savunmamızda bu hususa da yer verdik.Hukuki görüşlerinizi esirgemez iseniz sevinirim.

Tarafların tacir olması Mahkemenin görevini değiştirmez. Kira sözleşmesinden doğan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür.

Siz kiraya veren ile yaptığınız sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmekle kötü niyetli olarak davranan durumundasınız. Zira sözleşmeden yarar sağlayan kişinin akabinde sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmesi kötüniyet olarak yorumlanmaktadır. Sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinizi ispat edebilirseniz bu noktadan savunma yapın.

Bir de 2 yıl öngörülmüş ise de yeniden kiraya verilebilme süresinin araştırılarak bu süreyi aşan kısmın reddini talep edin, düşüncesindeyim. Yeniden kiraya verilebilme kavramı yönünden Yargıtay kararları araştırırsanız yol gösterici olacaktır.

Ancak nihai olarak belirtmek gerekir ki asıl kira sözleşmesi ve alt kira sözleşmesinin ayrıca incelenmesi ve somut olayın tüm detaylarını göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması en sağlıklı sonucu verir.