Mesajı Okuyun
Old 01-04-2014, 11:29   #3
üye26959

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gaxal
A ve B'nin Yeşil Kart'larının vizesi bitiyor. Üçüncü bir şahsın (C)vize işleminde kolaylık sağladığı söyleniyor. (C)'ye başvuruluyor. Vize işlemi yapılıyor. Yeşil Kartları ile kuruma başvurarak tedavi de oluyorlar. İkinci başvuruda görevliler imza ve mühürden şüphelenerek savcılığa suç duyurusunda bulunuyorlar. (A), (B)ve (C) hakkında hem resmi evrakta sahtecilik ve hem de dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı ceza tesis ediliyor.
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Bir yargıtay kararı var: Yargıtay 11. Ceza Dairesi E. 2008/21875 K. 2009/10016 T. 14.9.2009
“Sanığın idarenin denetleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte hileli her hangi bir davranışının bulunduğuna ilişkin her hangi bir iddia ve tespitin de bulunmaması nedeniyle dolandırıcılık suçunun yasal unsuru olan aldatma öğesinin gerçekleşmediği"

Soru şu: (C)'nin dolandırıcılık suçu kapsamında cezalandırılması doğru mu?
dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmakla birlikte TCK m.158/e göre nitelikli dolandırıcılık meydana gelmiştir.