Mesajı Okuyun
Old 24-03-2014, 11:12   #4
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/21988
Karar: 2010/3955
Karar Tarihi: 23.02.2010

ŞİKAYET DAVASI - TAKİBİN DURUDURLMASINA KARAR VERİLDİĞİ - FONUN ALACAKLI OLDUĞU TAKİPLER - İTİRAZIN SATIŞ DIŞINDA TAKİP İŞLEMLERİNİ DURDURMAYACAĞI - YASADA BELİRTİLEN TARİHTEN ÖNCE KULLANILAN KREDİLERİN TAHSİLİNE UYGULANACAĞI

ÖZET: Fonun alacaklı olduğu takiplerde, borçlular tarafından yapılan itirazlar, satış dışında takip işlemlerini durdurmaz. Bu madde, alacaklı banka yönünden, Bankacılık Kanunu’nda belirtilen tarihten önce kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş alacaklarının tahsiline ilişkin yapılacak icra takiplerinde uygulanabilecektir.

(2004 S. K. m. 16, 62) (5411 S. K. m. 23, 134, 136, 137, 138, 140, 142, 165 Geç. m. 13)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı T. Halk Bankası AŞ. vekili tarafından borçlu hakkında kredi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve borçluya örnek 7 no'lu ödeme emri tebliğ edilmiştir.

İİK. nun 62/1. maddesi gereğince borçlunun icra dairesine başvurarak, borca itirazı üzerine, icra müdürlüğünce 09.02.2009 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.

01.11.2005 gün ve 25983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 138/4. maddesi uyarınca <Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz.>

Aynı Kanunun Geçici 13. maddesinde ise; <Sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların idare ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalarda (Tasfiye Halinde T. Emlak Bankası A.Ş. dahil) 26.12.2003 tarihinden önce bankacılık teamüllerine göre teminatlı ve/veya yetersiz teminatlı kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya yeniden yapılandırılmamış kredileri kullananlar ya da yeniden yapılandırma şartlarını ihlal edenler ile münferit veya karşılıklı verilen banka teminat mektupları, kabul kredileri ve avaller, taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı ayni hak tesisine ilişkin sözleşmeden doğan hakların da diğer bankaların ve üçüncü kişilerin muvazaadan ari hakları aleyhine olmamak üzere Fon alacaklarının tahsiline ilişkin 123, 134, 136, 137, 138, 140, 142 ve 165 inci madde hükümleri, tasarrufun iptali davalarında aciz vesikası şartı aranmaması, dahil bankalarınca uygulanır.> hükmü yer almaktadır.

Madde hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere; 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 138/4. maddesi alacaklı banka yönünden 26.12.2003 tarihinden önce kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş alacaklarının tahsiline ilişkin yapılacak icra takiplerinde uygulanabilecektir. Somut olayda bu tarihten önce imzalanmış 19.01.1998, 14.01.1999 ve 20.04.1999 tarihli kredi sözleşmelerinden kaynaklanan kredi alacağının tahsili amacıyla icra takibi yapıldığına göre borçlunun itirazı üzerine anılan yasa hükmü uyarınca satış dışında kalan takip işlemleri durmaz.

O halde mahkemece şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)