Mesajı Okuyun
Old 07-03-2014, 12:37   #3
FADİME YAPAL

 
Varsayılan

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
Tarih: 5.11.2012 Esas: 2012/220 Karar: 2012/245

Korsan Taşımacılık Nedeniyle Verilen İdari Para Cezası ve Trafikten Men Cezasının İptali İstemiyle Açılacak Davalarda İdari Yargı Görevlidir

Özet: Dava, 2918 Sayılı Kanunun Ek 2. maddesi uyarınca verilen para cezasının ve aracın 15 gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir. İncelenen uyuşmazlıkta dava konusu para cezası 5326 Sayılı Kanunun 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biridir. 2918 Sayılı Kanunda bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkeme gösterilmemiştir. Ancak somut olayda idari para cezası yanında idari yargının görev alanına giren aracın geçici olarak trafikten men edilmesi kararı da verilmiş; davacı da bu iki cezanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Bu durum karşısında idari para cezasının ve trafikten men cezasının iptali istemiyle açılacak davalarda idari yargı görevlidir. Açıklanan nedenlerle, idare mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.




OLAY: İstanbul Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nce yapılan denetimler sırasında, davacının korsan taşımacılık yaptığının tespit edildiğinden bahisle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-2. maddesi gereğince 01.06.2011 gün ve 165479 sayılı trafik idari para cezası karar tutanağı düzenlenmiş, 34 XX XXXX plaka sayılı araç ise 00XX7X2X4 sıra numaralı Trafikten Men Tutanağı düzenlenerek 15 gün süre ile muhafaza altına alınmıştır.
Davacı vekili, idari para cezası ile araç men tutanağının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 5. İDARE MAHKEMESİ: 01.03.2012 gün ve E: 2011/1221, K: 2012/722 sayı ile, 2918 Sayılı Kanunun 112. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, sürücü belgesinin geçici olarak geri alınması dışında diğer suç ve cezalarla ilgili olarak açılan davaların trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde ise sulh ceza mahkemelerinde açılmasının gerektiği belirtilerek davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

İSTANBUL 3. SULH CEZA MAHKEMESİ: 23.03.2012 gün ve D.İş No: 2012/2099, K: 2012/2099 sayı ile, Kabahatler Kanunu’nun 27/8. maddesi uyarınca davanın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle başvurunun reddine karar vermiş, verilen karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, S.Ö.’nün başkanlığında, Üyeler: M.A., E.S.B., S.Y., N.T., S.Ç. ve M.A.A.’nın katılımlarıyla yapılan 05.11.2012 günlü toplantısında:
I- İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 Sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 1107.1988 günlü, E: 1988/1, K: 1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık MahkemesininKuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu kanunun uygulanması yönünden 2’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkûmiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Hukuk Bölümü’nde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümü’nde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

İdari ve adli yargı yerleri arasında 2247 Sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının; davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece 15. maddede belirtilen hükmün aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden gönderildiği görülmekte ise de; başkanlıkça idari yargı dosyasının da ilgili mahkemeden getirtildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G.F.B.’nin, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M.B.. ile Danıştay Savcısı T.D.’nin davada idari yargının görevli olduğu sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 2918 Sayılı Yasanın Ek 2. maddesi uyarınca verilen para cezasının ve aracın 15 gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin kararın iptal edilmesi istemiyle açılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların tescil edildikleri amacın dışında kullanılması” başlığı altında düzenlenen Ek 2. maddesinde, “(Ek: 17/10/1996 - 4199/43 md. Değişik: 21/05/1997 - 426/4 md.), araçlarını motorlu araç tescil ve trafik belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahipleri 14.400.00.- Lira para cezası ile cezalandırılırlar.

Ayrıca, araç onbeş gün süre ile trafikten men edilir” hükmü yer almıştır.
Uyuşmazlık Mahkemesi, 2918 Sayılı Yasanın 116. maddesi kapsamında araç tescil plakasına göre düzenlenenler dışında trafik zabıtasınca uygulanan idari para cezalarına karşı açılan davaları; bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; yasada idari cezalarla ilgili davalarda görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel ilkelere göre idari yargının görev alanında görmüş iken; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra; öngörülen trafik para cezasının 5326 Sayılı Kanunun 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşıldığından, Kabahatler Kanunu’nun 5560 Sayılı Kanunla değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 Sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varmıştır.

Uyuşmazlığın, motorlu aracın 15 gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin kısmına gelince:

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesinde ise, “(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;
a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,
b) İşyerinin kapatılması,
c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,
d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,
gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır” denilmiştir.

Uyuşmazlığın çözümü için, aracın onbeş gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin karar, 2918 ve 5326 Sayılı Kanunlar uyarınca incelendiğinde, idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari bir işlem olduğu, 2918 Sayılı Kanunun 112. maddesinde aracın geçici olarak trafikten men edilmesi hususunun trafik ve sulh ceza mahkemelerinin görevine dahil edilmediği ve 5326 Sayılı Kanunun 19. maddesinde, diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için kara nakil aracının trafikten alıkonulmasına ilişkin hükümlerin geçici istisnalar içinde sayıldığı dikkate alındığında; aracın onbeş gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin davaya bakma görevi idare mahkemesine ait olmaktadır.
Buna göre, 2918 Sayılı Yasanın Ek 2. maddesi uyarınca verilen para cezasının çözüm yerinin adli yargı, aracın 15 gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin işlemin çözüm yerinin idari yargı olması dikkate alındığında;

30.03.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3’üncü maddesini değiştiren 06.12.2006 günlü, 5560 Sayılı Yasanın 31. Maddesinde “(1) Bu kanunun;

a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,
uygulanır” denilmiştir.

Aynı kanunun 27. maddesine, 5560 Sayılı Kanun ile eklenen sekizinci fıkrada ise; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmış, bu maddenin gerekçesinde de bu hükümle, Kabahatler Kanunu’ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir.

19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, Kabahatler Kanunu’nun, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı ancak; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.
Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin, artık görevsizlik kararı vermeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.
İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen trafik para cezasının 5326 Sayılı Kanunun 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği, ancak; idari para cezasına konu işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararın (aracın geçici olarak trafikten men edilmesi) da verildiği ve birlikte dava konusu edildikleri anlaşıldığından; idari para cezasına ilişkin kararın hukuka aykırılığı iddiasının da, idari yargı yerinde görüleceği kuşkusuzdur.

Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 Sayılı Kanunla değişik 3. maddesi ve aynı kanunun 27. maddesine 5560 Sayılı Kanunla eklenen sekizinci fıkra hükmü bir arada değerlendirildiğinde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2. maddesi uyarınca verilen para cezasının ve aracın 15 gün süre ile trafikten men edilmesine ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılmasının gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nin 01.03.2012 gün ve E: 2011/1221, K: 2012/722 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.11.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.