Mesajı Okuyun
Old 21-02-2014, 11:42   #2
Luck

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/11367
K. 2009/30493
T. 5.11.2009
• İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Ücret Alacağı - Usulü Müktesep Hak İlkesi de Dikkate Alınarak Değerlendirme Yapılıp Belirlenecek Ücretten Takdiri İndirim Yapılmadan Hüküm Altına Alınması Gerektiği )
• İŞÇİ ÜCRETİ ( Davacıya Hangi Aylar İçin Ne Miktar Eksik Ödeme Yapıldığı Açıklattırılarak Sadece Davacı Temyizi Olması Nedeni İle Usulü Müktesep Hak İlkesi de Dikkate Alınarak Değerlendirme Yapılıp Belirlenecek Ücretten Takdiri İndirim Yapılmadan Hüküm Altına Alınması Gerektiği )
• TAKDİRİ İNDİRİM ( Ücret Alacağı - Davacıya Hangi Aylar İçin Ne Miktar Eksik Ödeme Yapıldığı Açıklattırılarak Sadece Davacı Temyizi Olması Nedeni İle Usulü Müktesep Hak İlkesi de Dikkate Alınarak Değerlendirme Yapılıp Belirlenecek Ücretten Takdiri İndirim Yapılmadan Hüküm Altına Alınması Gerektiği )
ÖZET : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, işveren tarafından son 5 yıldır ücretlerinin eksik ve kimi aylarda hiç ödenmediğini ileri sürmüştür. Mahkemece ücret alacağı istemi hususunda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan son 5 yıllık ücret miktarı, hiç ücret almadan çalışmış olması düşünülemeyeceği gerekçesi ile %50 indirim yapılarak hüküm altına alınmıştır. Oysa, davacıya hangi aylar için ne miktar eksik ödeme yapıldığı açıklattırılarak, sadece davacı temyizi olması nedeni ile usulü müktesep hak ilkesi de dikkate alınarak değerlendirme yapılıp, belirlenecek ücretten takdiri indirim yapılmadan hüküm altına alınması gerekirken takdiri indirim yapılarak ücret alacağının hüküm altına alınmış olması hatalıdır.
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi İ.Polat tarafından düzenlenen rapor dinlendikten soma dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan "ücret hesap pusulası" verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla "ücret bordrosu" adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 5754 sayılı yasayla değişik 32. maddesinde, "Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten soma kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesaplan dışında ödeyemezler" şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan soma sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hakimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir ( Yargıtay 9.HD. 18.10.2004 gün 2004/7006 E. 2004/23275 K ).
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, işveren tarafından son 5 yıldır ücretlerinin eksik ve kimi aylarda hiç ödenmediğini ileri sürmüştür. Mahkemece ücret alacağı istemi hususunda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan son 5 yıllık ücret miktarı, hiç ücret almadan çalışmış olması düşünülemeyeceği gerekçesi ile %50 indirim yapılarak hüküm altına alınmıştır. Oysa, davacıya hangi aylar için ne miktar eksik ödeme yapıldığı açıklattırılarak, sadece davacı temyizi olması nedeni ile usulü müktesep hak ilkesi de dikkate alınarak değerlendirme yapılıp, belirlenecek ücretten takdiri indirim yapılmadan hüküm altına alınması gerekirken takdiri indirim yapılarak ücret alacağının hüküm altına alınmış olması hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.