Mesajı Okuyun
Old 19-02-2014, 12:00   #6
Luck

 
Varsayılan

Sayın mslmklvz,

Yargıtay'ın manevi tazminat taleplerine ilişkin kabul ettiği görüş bu tazminatın miktarına ilişkin iradenin bir şekilde ortaya koyulmasından sonra değiştirilemeyeceği yönündedir. Örneğin bir kararda "Açılmamış sayılmasına karar verilen davadaki manevi tazminat isteğine ilişkin irade açıklaması bağlayıcıdır. Artık bundan sonra bu irade genişletilemez ve değiştirilemez. Davanın açılmamış sayılması bu olguyu ortadan kaldırmaz. Açılmış sonraki davada, açılmamış sayılmasına karar verilen davada talep edilen miktarın üzerinde manevi tazminat talep edilmesi mümkün değildir." (HKG, 25.11.2009, 21-484/572) ifadesi yer almaktadır.

Ayrıca ıslah ile davaya yeni talepler eklenebilir, önceki talepten vazgeçilerek tamamen yeni bir talep de ileri sürülebilir. Burada kabul edilen sınır, davanın tam ıslahı ile, ilk taleple hiç ilgisi olmayan yeni bir talebin ileri sürülerek, adeta dava türünün değiştirilememesidir.

Bu nedenle, sizin ilk dava dilekçenizde manevi tazminat miktarıyla ilgili herhangi bir iradeniz yer almadığından (bu talebi açıkça saklı tutmamış olsaydınız dahi) ve maneviz tazminatın maddi tazminat talebiyle açık bir bağlantısı olduğundan sonradan ıslah ile manevi tazminat talebinizi de ileri sürebileceğiniz kanaatindeyim. Ancak, ne yazık ki, Yargıtay maddi tazminat talebine manevi tazminatın ıslahla eklenmesi genelde kabul etmemektedir: "Olayda, davacılar tarafından maddi tazminata ilişkin bir dava açılmış olduğundan ıslah ile ayrıca manevi tazminat isteminde bulunulamaz. Davacıların manevi giderime ilişkin ıslah istemlerinin reddi gerekir." (21. HD, 04.07.2006, 8550/7387, 21. ve 17. HD benzer birçok kararı var)

Saygılarımla,