Mesajı Okuyun
Old 18-02-2014, 19:47   #3
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Sizinde bildiğiniz gibi tenfizi ölüme bağlı(yerine getirilmesi bağışlayanın ölümü şartına bağlı) bağışlamalar resmi vasiyetname şeklinde ancak iki taraflı olarak yapılır ve diğer sözleşme türlerinden hemen hemen hiçbir farkı yoktur. Sözleşmedeki bağışlayanın ölümü koşulu bu sözleşmeyi de koşullu sözleşme haline getirdiğinden koşullu sözleşmenin bir türüdür.bağışlama konusu taşınmaz henüz bağışlananın üzerine geçmediğinden elden bağışlama sayılamaz.Çünkü elden bağışlama bir tasarruf işlemidir.Bu nedenle bağışlanan taşınmaz henüz bsğışlananın üzerine geçmediğinden bu tür tenfizi ölüme bağlı bağışlama sözleşmeleri bağışlama taahhüdü olarak kabul edilir.6098 sayılı Bçk. muzda bağışlama taahhüdünden dönmenin hangi hallerde mümkün olduğu tek tek sayılmıştır.(Bağışlananın bağışlayana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesi,aile hukukundan doğan görevlerini yerine getirmemesi,bağışlayanın ekonomik durumunun önemli ölçüde bozulması gibi).Ancak ölüme bağlı tasarruflarda söz konusu olan ve miras hukukunu ilgilendiren atanmış mirasçının
Veya belirli mal vasiyeti lehdarının murisin ölümünde sağ olması şartının olayınızda uygulanma imkanı olduğunu düşünmüyorum.(yani bağışlananın ,olayınızda olduğu gibi bağışlayandan önce ölümü halinde).çünkü tenfizi ölüme bağlı bağişlamalar ölüme bağlı tasarruf değil sağlararası karşılıksız kazandırıcı bir hukuksal işlemdir.Diğer meslektaşlarımın da olayınıza ilişkin farklı düşünceleri ve görüşleri olabilir. Saygılarımla..Av.şükrü söğüt