Mesajı Okuyun
Old 18-01-2014, 18:50   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol Gösterecek Karar

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/1667

K. 2013/3751

T. 14.3.2013

• HACİZ ŞERHİNİN TERKİNİ İSTEMİ ( Taşınmazın Tapu Kaydında Yer Alan - Davanın Adli Yargı Yerinde Tapu Sicilinde Haciz Lehdarı Olarak Gösterilen Kişiye Husumet Yöneltilmek Suretiyle Görülmesi Gerektiği )

• TAŞINMAZ KAYDININ TERKİNİ ( Haciz Şerhinin Usulsüz Konulduğunun Saptanması veya Lehtarın Talebi Üzerine Kaldırılması Mümkün Olduğu Gibi Borcun Ödenmesi İcra Takibinin Düşmesi ya da Herhangi Bir Sebeple Sona Ermesi Halinde Taşınmaz Kaydının Terkini Mümkün Olduğu )

• TAPU KAYDINDA YER ALAN HACİZ ŞERHİNİN TERKİNİ ( Tapu Sicilindeki Haciz Lehdarı Davalı Gösterilmek Suretiyle Adli Yargı Yerinde Görüleceği - Davanın Yargı Yolu Yönünden Değil Görevli Mahkeme Gösterilmek Suretiyle Görev Yönünden Reddine Karar Verileceği )

• HUSUMET ( Taşınmazın Tapu Kaydında Yer Alan Haciz Şerhinin Terkini İstemi - Tapu Sicilinde Haciz Lehdarı Olarak Gösterilen Kişiye Husumet Yöneltileceği )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Taşınmazın Tapu Kaydında Yer Alan Haciz Şerhinin Terkini İstemi/Adli Yargı Yerinde Görüleceği - Yargı Yolu Yönünden Değil Görevli Mahkeme Gösterilmek Suretiyle Görev Yönünden Reddine Karar Verileceği )

2004/m.91

4721/m.1010

ÖZET : Dava, haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Bu tür davalar tapu sicilindeki haciz lehdarı davalı gösterilmek suretiyle adli yargı yerinde görülmelidir. Davacı, taşınmazın tapu kaydında yer alan haciz şerhinin terkinini istemiş olduğuna göre; davanın adli yargı yerinde tapu sicilinde haciz lehdarı olarak gösterilen kişiye husumet yöneltilmek suretiyle görülmesi gerekir. Davanın yargı yolu yönünden değil görevli mahkeme gösterilmek suretiyle görev yönünden reddine karar verilmelidir.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.09.2012 gününde verilen dilekçe ile haczin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen 30.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir.

İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir.

Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür.

Bu tür davalar tapu sicilindeki haciz lehdarı davalı gösterilmek suretiyle adli yargı yerinde görülmelidir.

Somut olayda; davacı 158 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yer alan 11.04.2012 tarihli ve 3206 yevmiye numaralı haciz şerhinin terkinini istemiş olduğuna göre; davanın adli yargı yerinde tapu sicilinde haciz lehdarı olarak gösterilen kişiye husumet yöneltilmek suretiyle görülmesi gerekir. Mahkemece davaya bakma hususunda görevli olunmadığı kanaatine varıldığında ise, davanın yargı yolu yönünden değil görevli mahkeme gösterilmek suretiyle görev yönünden reddine karar verilmelidir. Mahkemece isabetli olmayan bazı gerekçelerle yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedeni göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olamadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.