Mesajı Okuyun
Old 26-12-2013, 19:57   #3
doğukan

 
Varsayılan

Yargıtay kararı doğrudur. Şöyle ki:

İş Kanunu'nun 21. maddesinde, "İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde" ifadelerine yer verilmek suretiyle işe iade davası bir tespit davası olarak nitelendirilmiştir. Nitekim doktrinde de,eda davası olduğu yönünde düşünceler olmakla birlikte, tespit davası olarak kabul edilmektedir.

Dolayısıyla işe iade davasında fesin sendikal nedenle yapıldığının ileri sürülmesi, HMK m. 119/1, (g) bendinde izah edildiği üzere, hukuki sebep teşkil etmektedir. Mahkeme feshin geçersiz olduğuna hükmederken davacı tarafın ileri sürdüğü "sendikal neden" ile bağlı değildir. Mahkeme tarafından temel alınan vakıa akdin geçersiz olarak fesih edildiği iddiasıdır. Feshin dayandığı sebebin takdiri yani hukuki nitelendirmenin yapılması mahkemeye aittir.

Davada tarafların hukuki sebep bildirmek zorunda olduğu, bildirdiği hukuki sebeplerle bağlı olduğu ve hukuki sebep bildirmediği takdirde iddiasını ispat edememiş sayılacağına ilişkin olarak doktrinde bir düşünce ileri sürülmüştür (Özekes, Muhammet: "Dava Dilekçesinde Hukuki Sebep Bildirmek Zorunludur", Haluk Konuralp'e Armağan, s. 745). Ancak hakimin hukuki sebep ile bağlı olmadığı baskın olarak kabul edilmektedir.

Sonuç itibariyle işe iade davası bir tespit davasıdır. Bu dava neticesinde verilen hüküm bir tespit hükmüdür. Salt olarak vekalet ücreti yönünden ilamlı icranın konusu olabilecektir. Tazminata yönelik talepleri dikkate alarak bir eda davası olduğu yönünde nitelendirme yapabilmek mümkün değildir.