Mesajı Okuyun
Old 19-12-2013, 15:56   #1
roidelezard

 
Varsayılan Kesin Süre Içinde Ticari Defterlerin Ibraz Edilememesi

Değerli meslektaşlarım selamlar

Ticaret Mahkemesinde görülen bir davada vekil olarak tarafımıza müvekkil şirketin defterlerinin inceleme gününde hazır edilmesi için kesin süre verildi ve ihtarat yapıldı.

Diğer yandan da karşı tarafa bilirkişi ücretini yatırmak üzere yine kesin süre verilip ihtarat yapıldı.

Davacı taraf, kesin süre içinde bilirkişi ücretini yatırmadı, ara karara göre seçilmesi gereken bilirkişi seçilemedi. İncelemenin yapılacağı gün öğleden önce dahi ücret yatmamıştı. Davacı taraf inceleme saatine 5 dakika kala ücreti yatırmış ve gıyabımızda inceleme yapıldı, rapor tanzim ettirildi. Gelen rapor bizim defterlerimiz incelenmediği için aleyhimize oldu.

Sizlere soracağım iki mesele var. Benim bildiğim kadarıyla avukatın nasıl tanığı hazır etme yükümlülüğü yoksa defterleri ibraz etme yükümlülüğü de yoktur. bu konuda vekile yapılan kesin süre bir anlam doğurmaz. Zira defterler şirketlerde olup avukatlarda değildir. Uygulamada zaten birçok Ticaret Mahkemesi defter ibrazına dair ihtaratı bizzat asil şirketlere yapıyor.

Mahkemeye bu durumu izah etmişsek de Hakim ikna olmadı tarafımız defterleri için ek inceleme günü vermedi. tarafımızdan Yargıtay kararı istedi.Yaptığım araştırmalarda böyle bir karara henüz ulaşamadım.

Meselenin diğer yönünde ise Hakim tamam karşı taraf kesin süreye uymadı ama inceleme saatine kadar ücretini yatırıp defterlerini hazır etti, kesin sürenin konuluş gayesi yerine geldi kanaatinde bulundu.

Biz de Mahkemeye ara kararınızda kesin süre içinde yatırılmama halinde bilirkişi incelemesi yapılmasından vazgeçilmiş sayılacağı ihtaratı var ayrıca ücret yattığında celse arası bilirkişi seçilmesi, bilirkişiye haber verilmesi yönünde hüküm var. En azından karşı taraf kesin süreye uymadığı için tarafımız lehine doğmuş bir müktesep hak var ve karşı taraf delil listesinde bizim defterlerimize de delil olarak dayandı defterimiz müşterek delil herhalükarda incelenmesi gerekir diye beyanda bulunduk.

Bu konuda sizler ne düşünüyorsunuz, emsal Yargıtay kararı varsa paylaşmanızı rica ediyorum. Şimdiden teşekkürler...