Mesajı Okuyun
Old 15-12-2013, 14:12   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.bal
Sayın meslektaşlarım merhaba,
Aşağıda anlatacağım mesele konusunda görüşlerinizi rica ediyorum.
Müvekkil ve eşi 2012'de boşandılar, karar kesinleşti. Bu kararla, müvekkilimin ortak çocuklara ayda 200'er TL nafaka ödemesi kararlaştırıldı. Boşanma davasından kısa bir süre sonra en küçük çocuğun müvekkilimden olmayabileceğine dair bir bilgi edindik ve soybağının reddi davası açtık; gelen DNA raporuyla çocuğun müvekkilimden olmadığı anlaşıldı; mahkeme soybağını reddetti ve bu karar da kesinleşti.
Şimdi sizlere sormak istediğim husus şu:
Müvekkilim, nüfusundan düşen çocuğa ödemekle yükümlü olduğu nafakanın kaldırılmasını istiyor.
İncelediğim Yargıtay kararlarından birinde: Evlilik haricinde doğan çocuk için babanın nafakayla yükümlü tutulabilmesi için, çocukla babanın soybağının kurulmuş olması zorunludur. Soybağı tesis edilmediğinden soybağının hüküm ve sonuuc olan bakım yükümlülüğü baba için gerçekleşmemiştir; demiştir.
Her ne kadar bizim olayımızda çocuk evlilik içinde doğmuş olsa da sonradan soybağının olmadığı anlaşılmış ve soybağı reddedilmiştir.
Sormak istediğim; soybağının reddi kararına dayanarak nafakanın kaldırılması için dava açabilir miyiz? Açabilirsek davayı, küçüğe velayeten anneye karşı mı açmamız gerekir?
Şimdiden teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.

Soybağının reddi kararına dayanılarak, küçüğe velayeten anne aleyhine, nafakanın kaldırılması için dava açılabilir.

Yargıtay 3. H.D. 2009/19600 E. 2009/21189 K. 28.12.2009 Tarih :"
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili davacı ile davalının bir süre evlilik dışı birlikteliği olduğunu, bu süreçte davalının küçük E.’yi doğurduğunu; çocuğun davacıdan olduğu iddia edildiğinden tanıma yoluyla davacının nüfusuna kaydedildiğini, bilahare de nafaka davası açılıp küçük için nafaka bağlandığını; ancak, müvekkilinin bir süre önce şüphelenerek DNA analizi yaptırdığını ve küçük E.’nin babası olmadığını öğrendiğini, bunun üzerine nesebin reddi için dava açtıklarını; küçük E.’nin müvekkilinin çocuğu olmaması nedeni ile; nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.

Mahkemece; <Mahkememizin 2007/325 esas sayılı dosyasında yapılan DNA incelemesi ile davacının küçük E. Y.’ın babası olmadığının belirlendiği ve anılan ilamın temyiz edilmeden 25.06.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla; davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir, gerekçesiyle> davanın kabulüne, aylık 200 TL olarak ödenen nafakanın mahkemenin 2007/325 esas sayılı dosyasının kesinleşme tarihi olan 25.06.2009 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Bir kimse aleyhinde Türk Medeni Kanunu mucibince nafakaya hükmolunduktan sonra, bilahare şartların değişmesi sebebiyle evvelce tayin edilmiş bulunan nafakanın kaldırılmasını her zaman dava açarak talep edebilir.

Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. Davacının iddiası yapılan yargılama sonunda kabule şayan görülmüş, davalı da davanın açılmasıyla mütemerrid hale düşmüş olduğuna göre; nafakanın bağlanmasında olduğu gibi kaldırılmasına dair taleplerin kabulünde de dava tarihinden geçerli olacak şekilde hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile soybağının reddine (tanımanın iptaline) ilişkin kararın kesinleşme tarihinden hükmedilmiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki <…mahkememizin 2007/325 esas sayılı dosyasının kesinleşme tarihi olan 25.06.2009 tarihinden itibaren kaldırılmasına> ifadesinin çıkartılarak yerine < dava tarihinden itibaren kaldırılmasına> ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 28.12.2009 günü oybirliği ile karar verildi.