Mesajı Okuyun
Old 11-12-2013, 22:25   #4
Av. Fahri Güllü

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Muhsin KOÇAK
Yazılı bilgi istem şekline ilişkin bir düzenleme yok vergi hukukumuzda, ancak 213 sayılı kanun 108/1 maddesinde " tebliğ edilecek evrak" lara ilişkin açıklama yapılırken maddenin son paragrafında ".... vesikaların görevli bir makam tarafından tanzim edilmemiş bulunması vesikayı hükümsüz kılar...." hükmü ile görevli makam kastını irdelemek lazım. incelenmesi gereken evraklar, incelemeyi isteyen vergi inceleme elamanının bulunduğu il sınırları dışında ise, yükümlünün bulunduğu iilgili vergi dairesine yazılı olarak bu evrakların incelenmek üzere istenesine ilişkin yazılı talep edilmesi, bu talep doğrultusunda incelememin özelliğine göre 213 sayılı VUk 135 maddesindeki vergi incelemesine yetkili olanlarca incelenmek üzere kanunun 139 maddesi hükmü de göz önünde bulundurularak mükellefe 15 günden aşağı olmamak üzere süre içinde defter e belgelerinin incelemeye hazır bulundurması istenir. kanunun 139 maddesindeki düzenlemeye göre incelemenin yükümlünün iş yerinde yapılması esastır, istisnaları söz konusu ise 139 madde düzenlemesi çerçevesinde hareket edilir ve sonuç esas incelemeyi isteyen birime gönderilir. Bural bu iken,
1- faks kağıdının kapalı zarf içine konulmak sureti ile evrakların incelenmek üzere istenmesi, usul hükümlerine ( niyabeten takip ve tahsil hükümlerine ) aykırıdır.
2- gönderilen faks yazısında kanunun 139 maddesindeki düzenleme gereği öncelikle incelemenin işyerinde yapılması için evreak defter ve belgelerin işyerinde hazır bulundurulmasının istenmesi gerekir ki bu da olanaksız zira istanbulda görevli inceleme elamanı sorunuzdaki yere gidip inceleme yapma yetkisine sahip değildir. Bu şekilde istenen evral ve belgelerin süresinde ibraz edilmediğinden söz edilemez .
2- Tebligat 213 sayılı kanunun 92 ve davamı maddelerdeki tebligat hükümlerine uygun mu yapıldığı irdelenmelidir.

Sonuç olarak usulsüz tebligat vardır ve bu usulsüz teblgat ile bu şekilde bir idari işlemin uygulanması ve ceza davasının açılmış olması hukuka aykırıdır kanısı uyandı bende, ancak detaylı bilgi verilmesi halinde daha sağlıklı yorum yapmak mümkün olabilecektir.

Mükellef 2007 yılında İstanbul'da tacir. Daha sonra işyerini kapatıp Edremit'e yerleşiyor. Vergi müfettişi de, karşıt inceleme yapmak amacıyla, mükellefin 2007 yılına ait defter ve belgelerini istiyor. Defter belge isteme yazısında incelemenin mükellefin işyerinde yapılabileceği yazıyor. Ancak bu yazı, Kanundakinin aksine, incelemenin esas itibariyle vergi inceleme elamanına ibraz şeklinde yapılacağını, istisnai olarak, defter belge ibraz etme süresi (15 gün) içinde mükellefin yazılı talepte bulunması şartıyla, işyerinde de yapılabileceği şeklinde düzenlenmiş. Yani yazıda, kuralla istisnanın yeri değiştirildiği gibi; mükellefe, Kanunun aramamış olduğu, 15 gün içinde yazılı talepte bulunma gibi bir yükümlülük de yüklenmiş. Ancak mükellef işyerini kapattığı için işyerinde inceleme yapılması olanaksız. O nedenle, esasa etki etmeyeceğinden, bu hukuka aykırılıktan hareketle Müvekkili kurtaramayacağımı sanıyorum (Ancak yine de bu konuda yorumlarınızı alabilirsem mutlu olurum). Ayrıca defter ve belgeleri ibraz etmezse resen tarh yapılacağı ve vergi cezası kesileceği; bunun dışında suç duyurusunda da bulunulacağı gibi uyarılar yazı içeriğinde var. Fakat mükellefe tebliğ edilen yazı faks çıktısı olduğundan yazıların bir kısmı silik. Özellikle neyin inceleneceği ve nereye ibraz edileceği gibi kısımları tam olarak okunamıyor. Ayrıca tebliğ zarfı da faks çıktısı. Bu faks kağıtları (tebliğ evrakı ve zarfı) mükellefin elinde. Ayrıca Vergi Dairesi de, vergi müfettişine yazdığı cevabi yazısında, "ilgi" bölümünde "... sayılı faks yazınız" diyerek; altına da "ilgi yazınız ekinde gönderilen ... yazınız tebliğ edilmiştir" diyerek faks yazısının tebliğ edilmiş olduğunu zımnen belirtmiş. Bu nedenle faks çıktısının tebliğ edilmiş olduğunu kanıtlayabileceğimi düşünüyorum. Burada yazıların okunamıyor olması bir avantaj olmasına rağmen; yazılar okunabiliyor alsaydı bile; bu tebligata dayalı olarak yapılan vergi tarhı ve vergi cezası işlemleri açısından vergi mahkemesinin; ceza davası için ise ceza mahkemesinin vermesi gereken kararlar konusunda yorumlarınızı almak istiyorum.

Teşekkürler...