Mesajı Okuyun
Old 27-11-2013, 13:31   #3
Av.Özgür AKIN

 
Varsayılan

6487 Sayılı garabet Kanunun 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihleri arasındaki HUKUKİ el atmaları kapsadığı yönünde yorumlar bulunmakta olduğunu söylüyorusnunuz....

Kanun koyucunun bu kanunu ne maksat ile yaptığı belli bence onların amacı yaklaşan seçimler öncesinde belediyeleri ödeneksiz bırakmamak ....

Elimdeki bir davada müvekkillerin bir arazisi sırası ile 1957-1986-2000-2007-2008 ve son olarak 2010 uygulama imar planlarında okul alanı olarak ilan edilmiştir.

Bu dava karara bağlandı ve yargıtayca onandı ancak bu arada malum kanun yayınlandı dosyamız şu anda karar düzeltme safhasında ve takip edebildiğim kadarı ile yargıtay son üç aylık dönemde bir çok farklı kararlar yayınladı.

[color="Red"]YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2013/3618
KARAR NO : 2013/13509



Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesi doğru olduğu gibi, 1/1000 ölçekli imar planı kapsamında "Lise alanında" kalan taşınmaza fiilen el atılmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek; imar planında yol, park ve spor alanı gibi kamu hizmetine ayrılan taşınmazlara fiilen el atılmamış olsa dahi, 3194 sayılı İmar kanununun 10. maddesindeki amir hüküm uyarınca 1/1000 ölçekli imar planının kesinleştiği tarihten itibaren, 5 yıl içerisinde davalı idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak ;
1-) Bedeline hükmedilen taşınmazın 5018 sayılı yasanın 45. maddesi uyarınca Hazine adına tapuya tescili yerine, idare adına tesciline karar verilmesi,
2-) 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen 6. maddesinin 7. fıkrası uyarınca ; vekalet ücretinin bedel tespiti davalarında öngörüldüğü şekilde maktu olarak belirlenmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru değilse de; BU yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
a-) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde geçen "Milli Eğitim Bakanlığı" kelimelerinin çıkarılmasına yerine "Hazine" kelimesinin yazılmasına,
b-) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinde geçen "11.374,00 TL." rakamlarının çıkarılmasına, yerlerine "1.200,00 TL." rakamlarının yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyiz başvurma harcının hazineye irat kaydedilmesine, temyiz eden davalı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca taktir olunan 990,00 TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 01.07.2013 gününde oy çokluğu ile karar verildi.


Yine yargıtay daha sonraki bir tarihte verdiği başka bir karar ile yine fikrini değiştirdi ve aşağıdaki şekilde bir karar verdi...

YARGITAY 5.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2013/17495
KARAR NO : 2013/17714
Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/11/2012
NUMARASI : 2012/136-2012/543
DAVACI : Ahmet Ekici vd. Vek.Av.Ertuğrul Karataş
DAVALILAR :1-Keçiören Belediye Başkanlığı Vek.Av. Gürhan Yalçın
2-Gençlik ve Spor Bakanlığı Vek.Av.Dilan Karademir
3-Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Vek.Av.Ayla Türkay
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Keçiören Belediye Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı hakkında davanın husumetten reddine, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı Keçiören Belediye Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı hakkında davanın husumetten reddine, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz imar planında spor alanı olarak ayrılmış ise de; mahallinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarına göre, taşınmaza davalı idarelerce fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 28.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Yukarıdaki iki karardan da anlaşılacağı üzere yargıtay şaşırmış durumda .......

Yargıtayın şaşırmasının bir nedeni de Anayasa mahekemsinin uyuşmazlık mahkemesi gibi verdiği yorumlu ret kararı galiba...


Bir ülkede başvuru yollarını çoğaltarak ,iç hukuk yollarının tüketilmesi sürecini uzatıp daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki dosya sayımız azaldı diye övünülüyorsa......

Anayasa Mahkemesinin yorumlu ret kararı ve bireysel başvuru neticesinde verilen diğer kararı da nazara alındığında 6487 sayılı yasa için söylenecek tek şey var ...

Strazburg yolları taştan T.C sen çıkardın beni baştan...