Mesajı Okuyun
Old 12-11-2013, 15:23   #1
over

 
Varsayılan Hizmet Tespiti ve Kıdem alacağı, karışık bir dava

Değerli meslektaşlarıma şimdiden cevapları için teşekkür ederim.

Müvekkilim 23 yıldır bir apartmanda apartman görevlisi olarak çalışıyor. Halen çalışmaya devam ediyor. 23 yıl önce müvekkilimi işe alan şahıs müvekkilimi başka bir şirkette faaliyet gösteren şirketi üzerinden sigortalı gösteriyor. Ancak müvekkilim maaşını apartman kat maliklerinden alıyor.

20 yıl boyunca, müvekkilimin sigortası bu şirket üzerinden yatıyor(aslında şahıs yaygın uygulama doğrultusunda müvekkilimi çeşitli yıllarda 3 farklı şirketinden sigortalı göstermiş ancak oraya hiç girmiyorum) fakat son 3 yıldır, zaten emekliliğe hak kazandıracak prim gününü doldurduğu bahane edilerek yatırılmamış. Müvekkilim de bunu bir tedavi sürecinde öğreniyor.

Müvekkilim işten ayrılmak ve hakkettiği kıdem tazminatını almak istiyor.

Ben ilk olarak son 3 yıla ilişkin hizmet tespit davası açıp, bu davayı ileride açacağım kıdem tazminatı alacağına ilişkin davanın bekletici meselesi yapmayı düşünüyordum. Ancak tekrar düşününce acaba hizmet tespit davasını hiç açmasam mı diyorum. Çünkü bu dava tazminat davasının sonuçlanması için gereken süreyi oldukça uzatacak. Ayrıca müvekkilimin primi ödeyen şirkette fiilen çalışmaması da işi daha karmaşık bir hale getirecek. Zaten emeklilik günü de dolmuş, 23 değil de 20 yıl yatırılmış primle emekli olması arasında çok da bir fark olmayacaktır herhalde.

Sizin anlayacağınız, müvekkilimin çıkarlarına en uygun stratejiyi belirlemeye çalışıyorum ve bu konudaki değerli görüşlerinizi bekliyorum.

Son olarak bir şey daha sormam gerek, hizmet tespit davası açmayıp da doğrudan tazminata ilişkin dava açtığımı farz edersek,haklı fesih sebebi olarak 3 yıldır sigortasız çalıştırılmasını öne sürmeyi planlıyorum. Şayet bu gerekçeyi ileri sürersek, mahkeme bizden hizmet tespit davası açmamızı ister mi? Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler