Mesajı Okuyun
Old 09-11-2013, 23:27   #7
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,sizinde bildiğiniz gibi 6098 sayılı bçk m.89 gereğince para borçları götürülecek borçlardan olup bizzat alacaklının veya tahsile yetkili temsilcisi varsa ona ödenmelidir.Yani borçlu borçlu olduğu para borcunu bizzat alacaklının (veya varsa tahsile yetkili temsilcisinin) yanına kadar giderek eline vermek suretiyle ödeme yapmak yükümlülüğü altındadır.Alacaklı,borçlu tarafından eline verilmek suretiyle kendisine ödenmek istenen parayı almak istemezse alacaklı temerrüdüne düşer.Borçlu böyle bir durumda bile alacaklıya veya tahsile yetkili temsilcisine ödemek istediği ve alınmayan parayı sonsuza kadar üzerinde tutamaz.Vakit geçirmeksizin tevdi mahalli tayini yoluna gitmesi gerekir.Borçlu bu yükümlülüğünü yerine getirmez ve alacaklının kabul etmediği parayı üzerinde tutmaya devam ederse alacaklı temerrüt durumundan kurtulduğu gibi bu sefer borçlu temerrüt durumuna girer.(Ayrıca para borcunun bizzat borçlu tarafından ödenmesinde alacaklının çıkarı yoksa para borcu borçlu dışında 3. bir kişi tarafından da ödenebilir.)
Bu bilgilerin ışığında olayınızı değerlendirirsek borçlu banka, hakem heyetinin vermiş olduğu karardan doğan para borcunu alacaklının bizzat ayağına kadar götürerek alacaklının eline vermeli,alacaklı parayı almaz ise tevdi mahalli tayini yoluna gitmelidir.
Borçlu bankanın kendi nezdinde bulunan alacaklının vadeli veya vadesiz mevduat hesabına para borcunu yatırma eylemi para borcunun bizzat alacaklının eline verilmesi veya tevdi mahalli tayini işlemi değildir.Bu nedenle borçlu banka, icra takip tarihinde temerrüt durumunda olup bankaya karşı yapmış olduğunuz icra takip dosyasına yapılan ödeme ile banka para borcundan kurtulmuş olmakta ve borç ta sona ermektedir.
Borçlu bankanın, kendi nezdinde bulunan alacaklının hesabına icra takibinden önce yatırmış olduğu parayı da sebepsiz zenginleşme gereğince alacaklıdan geri istemesi gerekir.
Uygulamada mahkemelerin bu hukuki kurallara hiç dikkat etmeksizin çok farklı kararlar verdiğini de ayrıca belirtmek isterim.Saygılarımla..Av. Şükrü SÖĞÜT