Mesajı Okuyun
Old 01-11-2013, 18:38   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Ergin:
Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Öncelikle son mesajınızdaki "tespit davası" kavramında mutabık kalmalıyız. Önerdiğiniz dava, HMK 106 ıncı maddesinde düzenlenen "tespit davası" mıdır?


Evet, HMK 106.madde gereği tespit kavramında mutabıkız.

Alıntı:
Sonra da, görüşünüze katılmama görüşüme katılmayışınıza saygı duyduğumu belirtmek istiyorum.

Ben de farklı düşünmenize saygı duyuyor,sorunu nasıl çözebileceğimize ilişkin önerilerinizi bekliyorum)


Bahsedilen sorunun çözümü için hukuken bir olanağın olması gerekir.Hukuk sorun çözmelidir.

TMK MADDE 300/1 .- Tanıyanın dava hakkını düzenlemiştir.

TMK 300/2 ise tanımanın iptali için ilgililerin dava hakkını düzenlemiştir.

Babanın vefatı halinde mirasçıların tanımayı destekleyen bir olanağı yasada yoktur.

Yasal düzenlemede bir olanak lafzi olarak görülmüyorsa babanın ölümünden sonra tanıma olanağının olmayışı bir "boşluk" olarak kabul edilebilir ve Yargıç yasakoyucu gibi hareket edebilir.

Diğer yandan boşluk olmadığı düşünülecek ise ,mevcut yasal düzenlemeye rağmen:sorunun çözümünde çocuğun öncelikli yüksek yararının gözetilmesi gerekir ve bu noktada taraf olduğumuz Çocuk Hakları Sözleşmesi dikkate alınarak Anayasa Mad 90/son gereğince sözleşme doğrudan uygulanabilir diye düşünüyorum.



Alıntı:
Çocuk Hakları Sözleşmesi:
Madde 3

1. Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.

Madde 7
1. Çocuk doğumdan hemen sonra derhal nüfus kütüğüne kaydedilecek ve doğumdan itibaren bir isim hakkına, bir vatandaşlık kazanma hakkına ve mümkün olduğu ölçüde anne-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip olacaktır.

Madde 8
1. Taraf Devletler yasanın tanıdığı şekli ile çocuğun kimliğini; tabiiyeti, ismi ve aile bağları dahil, koruma hakkına saygı göstermeyi ve bu konuda yasa dışı müdahalelerde bulunmamayı taahhüt ederler.
2. Çocuğun kimliğinin unsurlarının bazılarından veya tümünden yasaya aykırı olarak yoksun bırakılması halinde, Taraf Devletler çocuğun kimliğine süratle yeniden kavuşturulması amacıyla gerekli yardım ve korumada bulunurlar

Madde 16
1. Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldıramaz.


Madde 18
1. Taraf Devletler,çocuğun yetiştirilmesinde ve gelişmesinin sağlanmasında anne-babanın birlikte sorumluluk taşıdıkları ilkesinin tanınması için her türlü çabayı gösterirler. Çocuğun yetiştirilmesi ve geliştirilmesi sorumluluğu ilk önce anne-babaya ya da durum gerektiriyorsa yasal vasilere düşer. Bu kişiler her şeyden önce çocuğun yüksek yararını göz önünde tutarak hareket ederler.

T.C.Anayasası Mad.90/son:Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.