Mesajı Okuyun
Old 28-10-2013, 14:04   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi

Esas: 2013/754
Karar: 2013/5575
Karar Tarihi: 16.04.2013

TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI - YENİ BİR DAVANIN AÇILMIŞ SAYILAMAYACAĞI - TAMAMEN ISLAH EDİLEN DAVANIN İLK AÇILAN DAVANIN DEVAMI NİTELİĞİNDE OLDUĞU - TENKİS DAVASI İÇİN ÖNGÖRÜLEN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN İLK DAVANIN AÇILDIĞI TARİHTE KESİLMİŞ SAYILACAĞI

ÖZET: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil iken kamilen ıslah yoluyla tenkis isteğine dönüştürülmüştür. Islah Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK'nin) ilgili maddelerinde, tamamen ıslah ise ilgili maddede düzenlenmiştir. Davanın tamamen ıslahı durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün işlemlerin yapılmamış sayılması 6100 sayılı HMK'nin ilgili maddesi hükmü gereğidir. Gerek öğretide gerekse yargısal kararlarda belirtilen durumda yeni bir davanın açılmış sayılamayacağı, tamamen ıslah edilen davanın ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğu ve bunun doğal sonucu olarak, tenkis davası için öngörülen hak düşürücü sürenin ilk davanın açıldığı tarihte kesilmiş sayılacağı öteden beri yerleşik ve hakim olan görüştür.

(6100 S. K. m. 176, 180, 182) (1086 S. K. m. 87) (YHGK. 30.01.2002 T. 2002/2-63 E. 2002/23 K.)

Dava: Yanlar arasında görülen tapu iptali tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi F. H.'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Karar: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil iken kamilen ıslah yoluyla tenkis isteğine dönüştürülmüştür.

Mahkemece, tenkis davasında dava açma süresinin ıslah tarihinden geriye doğru 1 yıllık süreye göre hesaplanması gerektiği, davacıların 09.07.2010 tarihinde davayı ıslah ettiklerinden mirasın açıldığı tarihten 1 yıllık süre geçtikten sonra ıslahın yapıldığı, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

İncelenen dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davacılar vekilinin 3.3.2006 tarihli dilekçe ile; müvekkillerinin babaları olan miras bırakan M. S.'nun sağlığında mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak 925 ada 10 ve 11 parsellerde bulunan 2 dükkan, 1155 ada 9 parseldeki 5 nolu meskeni, 34 TBK 58 plakalı ticari taksiyi ve 2 pazar tahtasını ikinci eşi Y. S. adına tescil ettirdiği, 34M 3620 plakalı hatlı minübüsün 1/2 payını da ikinci evliliğinden olma kızı Tuba adına tescil ettirdiği, miras bırakanın 28.4.2005 tarihinde öldüğü, Y. S. adına olan kayıtların iptaliyle terekeye dahil edilmesi, Tuğba adına olup ta 3.kişilere satılan 34M 3620 plakalı hatlı minübüsün satış bedelinin terekeye dahil edilerek paylaştırılması isteğiyle dava açtığı, daha sonra 09.07.2010 havale tarihli tamamen(kamilen) ıslah dilekçesi ile tenkis iteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Islah 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK'nin) 176 ila 182. maddelerinde, tamamen ıslah ise 180.maddede düzenlenmiştir. Davanın tamamen ıslahı durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün işlemlerin yapılmamış sayılması 6100 sayılı HMK'nin 180. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 87.) maddesi hükmü gereğidir. Gerek öğretide gerekse yargısal kararlarda belirtilen durumda yeni bir davanın açılmış sayılamayacağı, tamamen ıslah edilen davanın ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğu ve bunun doğal sonucu olarak, tenkis davası için öngörülen hak düşürücü sürenin ilk davanın açıldığı tarihte kesilmiş sayılacağı öteden beri yerleşik ve hakim olan görüştür.

(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.12.1957 gün 2/66-64, 30.1.2002 gün 2/63-23 sayılı kararları, Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru <Hukuk Muhakemeleri Usulü> altıncı baskı cilt IV, sh.3998 vd)

O halde, davanın tamamen (kamilen) ıslah edilmesi halinde ıslah olunan dava , ilk dava tarihinde açılmış sayılır ve hak düşürücü süre de bu tarihte kesilmiş olur.Bu nedenle , dava açma süresi ilk dava ile korunmuş olacağından hak düşürücü sürenin hesabında ıslah tarihinin değil ilk dava tarihinin esas alınması gerekir. Mahkemece değinilen hususlar gözetilmeksizin aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı