|
Alıntı: |
|
|
|
|
Yazan Av.Selim Balku |
|
|
|
|
|
|
|
İcra ve İflas Kanunu Madde 33:İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir.
İcranın geri bıraılması teknik olarak bir itiraz değildir, kendiliğinden icrayı durdurmamaktadır ancak yasada dahi itiraz kelimesi kullanılmıştır.
Bence uygulama doğrudur, buradaki maksat borçlunun alacaklıyı uğraştırmadan borcunu kısa sürede ödemesi, bir anlamda teşvik...
İlla ki itiraz kelimesine takılacaksak, madde 33'de itiraz kelimesi kullanıldığını tekrar belirtmek isterim...
Ancak etkileyici bir dikkat...
|
|
|
|
|
|
İcranın geri bırakılmasındaki halleri tek tek inceleyelim itfa ödeme halidir,ödeme yapan tabi ki bunu ileri sürecektir,(bunu ileri sürme aynı borcu tekrar öde senden vekalet ücretini daha az alalım diye birşey düşünülmüş olamaz kanunun alacağını 2.kez tahsil etmeyi planlamış alacaklıyı korur düzenleme getirmez )imhal alacaklıdan süre alınmış olması halidir,alacaklı borçluya süre vermişse tabi ki buna uymalıdır dikkat edilirse bu hallerde zaten alacaklı ya alacağını almış ya da borçluya gönlüyle süre vermiştir burada borçlunun alacaklının kaybettiği bir şey yok zamanaşımı itirazı ise kişiye verilmiştir bir haktır bunu kullanmazsan vekalet ücretinden indirim yaparız gibi birşey düşünüldüğünü sanmıyorum,vekalet ücretinde indirim sağlayan ödeme ise ilamsız icrada ,alacaklının elinde ilam gibi güçlü olmayan başka ,daha zayıf alacak belgesi olmasına rağmen borçlunun borcun esasına itiraz edip takibi durdurabildiği ,alacaklıya dava açma yükümü yüklediği durumda bu seçeneği kullanmayıp(tabi borçlu olduğu gerçek ise) ödeme yapması ve haciz gibi avukatın daha çok emek sarfedeceği aşamaya geçilmemesi sebebiyledir yoksa ilamlı icrada borçlu davalı olarak zaten borcun esasına itiraz etmiş cevap dilekçesini vermiş ama kaybetmiştir artık itiraz edeceği birşey yoktur Mahkeme onu haksız bulmuştur zaten.