Mesajı Okuyun
Old 09-10-2013, 23:51   #10
av.agi

 
Varsayılan

Sigorta tazminatları yönünden "haksız fiil" sebebine dayanması nedeniyle olay/dava tarihi faiz başlangıcıdır şeklindeki 17.HD'nin kararını ekliyorum, kolay gelsin

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/7591

K. 2010/858

T. 8.2.2010

• HAKSIZ EYLEME DAYALI TAZMİNAT ( Rizikonun Bilgi ve Belgeleri İle Birlikte Sigortacıya İhbar Edildiği Tarihten İtibaren 8 İş Günü İçinde Sigortanın Tazminatı Ödeme Yükümlülüğü Bulunmakta Bu Sürenin Sonunda Ödememe Halinde Temerrüt Gerçekleştiği )

• SİGORTANIN TAZMİNATI ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Haksız Eyleme Dayalı Tazminat - Rizikonun Bilgi ve Belgeleri İle Birlikte Sigortacıya İhbar Edildiği Tarihten İtibaren 8 İş Günü İçinde Sigortanın Tazminatı Ödeme Yükümlülüğü Bulunduğu )

• RİZİKONUN GERÇEKLEŞMESİ HALİNDE SİGORTACIYA HABER VERME ZORUNLULUĞU ( Sigortacıya İhbar Edildiği Tarihten İtibaren 8 İş Günü İçinde Sigortanın Tazminatı Ödeme Yükümlülüğü Bulunmakta Bu Sürenin Sonunda Ödememe Halinde Temerrüt Gerçekleştiği )

• ISLAH İLE İSTENİLEN TAZMİNAT ( Davadan Önce Sigortaya Başvuru Yapılmış İse Bu Başvuruyu Takip Eden 8 İş Gününden Sonra Başvuru Yok İse de Dava Tarihinden İtibaren Temerrüt Faizi Uygulanması Gerektiği )

• TEMERRÜT FAİZİ ( Anılan Hükümlerde Öngörülen Koşullar Yerine Getirilmiş Olup Buna Göre Gerek Dava Dilekçesinde İstenilen Tazminat Alacağı İçin ve Gerekse Islahla Artırılan Kısım İçin Dava Tarihinden İtibaren Temerrüt Faizine Hükmedileceği )

6762/m.1292, 1299

ÖZET : Dava, haksız eyleme dayalı tazminat istemine ilişkindir. TTK'nın 1299/1. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 1292/1. maddesi ve olay tarihinde geçerli olan Genel Şartları uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir.

Somut olayda, dava tarihinden önce sigortaya başvuru yapıldığı iddia ve ispat edilememiş, buna göre ıslahla artırılan miktar bakımından ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmiştir. Ancak, yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen kanundan doğan borç kapsamında haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de davadan önce sigortaya başvuru yapılmış ise bu başvuruyu takip eden 8 iş gününden sonra, başvuru yok ise de dava tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı sigorta ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil kazanın ihbarıdır. Bu itibarla, dava dilekçesi ile kazanın davalı sigortaya ihbar edilmiş olmasıyla, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olup, buna göre gerek dava dilekçesinde istenilen tazminat alacağı için ve gerekse ıslahla artırılan kısım için dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmektedir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, davalının zorunlu taşımacılık, ferdi kaza ve mali sorumluluk sigortacısı olduğu otobüste yolcu olarak bulunduğu sırada oluşan kazada müvekkillerinin desteğinin öldüğünü, müvekkillerinin bu yüzden zarar gördüğünü ileri sürerek, ıslahla birlikte toplam 125.000,00 TL'nin avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, limitle sınırlı sorumlu olduklarını ve temerrüde düşürülmediklerini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların destekten yoksun kaldıkları ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalının bundan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacı Ertuğrul B. için 77.027,60 TL, kızı Gizem B. için 11.233,02 TL ve oğlu Tunahan B. için ise 11.233,02 TL'nin 76.000,00 TL'ye dava tarihinden ve kalan kısma da ıslah tarihinden yasal faiz uygulanmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

1- ) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına zorunlu kara yolu taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4 maddesi uyarınca yasal faiz uygulandığına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- ) Dava, haksız eyleme dayalı tazminat istemine ilişkindir.

TTK'nın 1299/1. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 1292/1. maddesi ve olay tarihinde geçerli olan Genel Şartları'nın B.3, B.4.a maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir.

Somut olayda, dava tarihinden önce sigortaya başvuru yapıldığı iddia ve ispat edilememiş, buna göre ıslahla artırılan miktar bakımından ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmiştir. Ancak, yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen kanundan doğan borç kapsamında haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de davadan önce sigortaya başvuru yapılmış ise bu başvuruyu takip eden 8 iş gününden sonra, başvuru yok ise de dava tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı sigorta ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil kazanın ihbarıdır. Bu itibarla, dava dilekçesi ile kazanın davalı sigortaya ihbar edilmiş olmasıyla, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olup, buna göre gerek dava dilekçesinde istenilen tazminat alacağı için ve gerekse ıslahla artırılan kısım için dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmektedir. Dairemizin son uygulaması bu yöndedir. Bu nedenle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenle kararın bozulması gerekir ise de; bu yanlışlıkların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, yerel mahkeme hükmünün HUMK'nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendinin 5. satırında yer alan ıslah tarihi olan 09.04.2009 tarihinden ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “dava tarihinden itibaren” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 08.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.