Müvekkil şirket ciranta olduğu 4 adet çekini faktöring firmasına verip kredi kullanıyor. Bu çeklerden hiç birinin vadesi gelmediği halde faktöring firması tarafından alacaklarının merkez bankası ve diğer kurumlar nezdinde riskli hale geldiğinden bahisle müvekkile noterden ihtar gönderilip vadesi gelmeyen 4 adet çekin hemen ödenmesi isteniyor.Hemen akabinde, ihtiyati haciz ve icra takibine girişiliyor. Yalnız mahkemeye ihtiyati haciz için yapılan başvuruda bu çeklerden hiç bahsedilmeyip, müvekkilin vade tarihini boş bıraktığı ve imzalanan faktöring sözleşmesinin ekinde yer alan bir bonoya geçmiş bir tarih yazılarak bononun zamanında ödenmediğinden bahisle talep yapılıyor. müvekkil şirket yetkilisi tam bu sırada şehir dışında evrakları alan muhasebe personeli de kendisini bilgilendirmediğinden itiraz süresini de kaçırıyor. Neticede vadesi gelmeyen 4 adet çekin bedeli ile ayrıca masraf ve vekalet ücreti ile birlikte 15000 tl fazladan ödeme yapıyor. icra takibi ile birlikte çalıştığı tüm bankalarda hesabına bloke konulan müvekkil bankalarda herhangi bir işlem yapmadan faktöring firmasına bu ödemeyi 3 kişilerden borç alarak kapatıyor. Diğer ticari ilişkilerinden kaynaklanan çek ödemeleri için yine bankaların tanımladığı kredileri kullanamadığı için borç almak zorunda kalıyor. ve öncesinde bankaların kredi kullandırmak için adeta yarıştığı müvekkili, bu gün itibari ile bir lira kredi kullanamıyor. ayrıca vadesi gelmeyen çeklerden birinin vadesi bu arada geliyor. ve borçlu vadesinde bu çeki de ödüyor. sorum şu haksız olan bu ihtiyati hacizle ilgili olarak ticari itibarın zedelenmesinden kaynaklanan manevi tazminat ve maddi tazminat davası açmamız durumunda şansımız ne olur. ayrıca konuyla ilgili elinde Yargıtay kararı bulunan arkadaşlar paylaşırlarsa sevinirim. yanıt veren herkese şimdiden teşekkürler.