Mesajı Okuyun
Old 23-09-2013, 09:52   #1
olgu

 
Varsayılan Kredlili mevduat hesabı uyuşmazlıkarında görevli mahkeme

Tüketici tarafından vadesiz mevduat hesabına kredi tanımlatarak(vadesiz mevduat hesabını kredili mevduat hesabına dönüştürlen) kullanılan krediye ilişkin uyuşmazlıklarda görevli mahkeme neresidir?

Yargıtay'ın genel görüşü vadesiz mevduat hesapları Tüketici kanunuda düzenlenmediğiinden iligli uyuşmazlıklarda genel mahkemelerin görevli olduğunu.
Ancak bu hesaptan kullanılan kredi aslında bir tüketici kredisi olup bu husus da Tüketici kanunuda düzenleniyor.
Kanun'un 10/A maddesinde kredi kartından nakit olarak çekilen paranın tüketici kredisi hükmüne tabi olduğu yazıyor. Bu dar yazımla vadesiz hesaba tanımlanan kredinin Tüketici kanunu kapsamına girmediğini düşünüyorum.

Yargıtay'ın bu konuda farklı tarihli zıt kararları var. Sizlerin görüşleri nelerdir?

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/14140

K. 2012/17204

T. 4.7.2012

• ALACAK DAVASI ( Taraflar Arasında Tüketici Kredisi Sözleşmesi ve Geri Ödeme Planı Bulunmadığı - Taraflar Arasında Yasaca Tanımlanan Tüketici Kredisi Sözleşmesinin Varlığından Söz Edilemeyeceği/Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )

• TÜKETİCİ KREDİSİ SÖZLEŞMESİ ( Taraflar Arasında Tüketici Kredisi Sözleşmesi ve Geri Ödeme Planı Bulunmadığı - Taraflar Arasında Yasaca Tanımlanan Tüketici Kredisi Sözleşmesinin Varlığından Söz Edilemeyeceği/Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )

• MÜTESELSİLEN TAHSİL ( Taraflar Arasında Tüketici Kredisi Sözleşmesi ve Geri Ödeme Planı Bulunmadığı - Taraflar Arasında Yasaca Tanımlanan Tüketici Kredisi Sözleşmesinin Varlığından Söz Edilemeyeceği )

• GÖREV ( Taraflar Arasında Tüketici Kredisi Sözleşmesi ve Geri Ödeme Planı Bulunmadığı - Taraflar Arasında Yasaca Tanımlanan Tüketici Kredisi Sözleşmesinin Varlığından Söz Edilemeyeceği/Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )

4077/m.10

ÖZET : Davacı banka ile davalılar arasında düzenlenen kredili mevduat hesabı sözleşmesine dayalı olarak davacı bankanın davalılardan alacaklı olduğu ileri sürülerek asıl alacak, işlemiş faiz ve ferileri ile birlikte alacağın davalılardan müteselsilen tahsili istenmektedir. Taraflar arasında 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 10.maddesinde tanımlanan nitelikte tüketici kredisi sözleşmesi, geri ödeme planı bulunmamaktadır. Bu nedenle, taraflar arasında yasaca tanımlanan tüketici kredisi sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Uyuşmazlık hakkında 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 10.maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır. Davacı banka ile davalılar arasında yasanın 3/h maddesinde tanımlanan tüketici işleminden de söz edilemez. Uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı banka, 15.10.1998 tarihli sözleşme ile davalı Ş. F.'a 2.500,00 TL tüketici kredisi kullandırıldığını, diğer davalının ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, borcun ödenmediği gibi ihtarında sonuç vermediğini ileri sürerek 68.194,19TL'nin tahsilini, asıl alacağa faiz yürütülmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, banka çalışanlarının dolandırıcılık suçunu işlediklerinin İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kesinleşmiş kararı ile sabit olmasından dolayı, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Somut olayda; davacı banka ile davalılar arasında düzenlenen kredili mevduat hesabı sözleşmesine dayalı olarak davacı bankanın davalılardan alacaklı olduğu ileri sürülerek asıl alacak, işlemiş faiz ve ferileri ile birlikte 68.194,19 TL alacağın davalılardan müteselsilen tahsili istenmektedir. Taraflar arasında 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 10.maddesinde tanımlanan nitelikte tüketici kredisi sözleşmesi, geri ödeme planı bulunmamaktadır. Bu nedenle, taraflar arasında yasaca tanımlanan tüketici kredisi sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Uyuşmazlık hakkında 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 10.maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davacı banka ile davalılar arasında yasanın 3/h maddesinde tanımlanan tüketici işleminden de söz edilemez. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Öyle olunca mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın ( 1 ) no’lu bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, ( 2 ) no’lu bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 21.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 04.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Alıntı:
T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/15469

K. 2005/3121

T. 2.3.2005

• MENFİ TESPİT DAVASI ( Davalı Banka ile Akdedilen Bankomat Sözleşmesine İstinaden Kredi Kullanan Davacının 4822 Sayılı Yasa Hükümlerinden Faydalanma Talebi )

• BANKOMAT KARTI SÖZLEŞMESİ ( Tüketci Mahkemelerinin Görevli Olması-Kredi Kartı ile Mal ve Hizmet Alımı Sonucu Nakdi Krediye Dönüşen veya Kredi Kartı ile Nakit Çekim Suretiyle Kullanılan Kredilerin Tüketici Kredisi Hükümlerine Tabi Olması )

• TÜKETİCİ MAHKEMESİ ( Kredi Kartı ile Mal ve Hizmet Alımı Sonucu Nakdi Krediye Dönüşen veya Kredi Kartı ile Nakit Çekim Suretiyle Kullanılan Kredilerin Tüketici Kredisi Hükümlerine Tabi Olması )

2004/m.72

4822/m.1

4077/m.10/A

ÖZET : 4822 sayılı yasa ile 4077 sayılı yasaya eklenen 10/a maddesi ile kredi kartı ile mal ve hizmet alımı sonucu nakdi krediye dönüşen veya kredi kartı ile nakit çekim suretiyle kullanılan kredilerin tüketici kredisi hükümlerine tabi olduğu kabul edilmiştir.

DAVA :
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:

KARAR :
Davacı, davalı banka ile dava dışı Erol Özmaç'in arasında akdedilen Bankomat 7/24 sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, Erol Özmaç'inin borcu ödememesi nedeniyle sözleşmede müştereken ve müteselsilen kefil olması nedeniyle haklarında icra takibine geçildiğini, 4822 sayılı yasadan yararlanmak için davalı bankaya müracaat ettiğini, bankanın bankomat 7/24 kartının kredi kartı hükmünde olmadığından bahisle başvurusunu işleme koymadığını ileri sürerek 4822 sayılı yasanın geçici 1. maddesi gereğince borcunun tespiti ile 12 eşit taksit ile ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, Davalının lehine kefil olduğu dava dışı Erol Özmaçin'e verilen Bankomat 7/24 kartının kredi kartı niteliğinde değerlendirilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, banka ile bankomat 7/24 kartı borçlusuna kefil olan davacı arasında ve ödenmeyen kart borcu ile ilgilidir.4822 sayılı yasanın 16. maddesiyle, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanuna 10/A maddesi eklenmiş ve bu madde ile "kredi kartı ile mal ve hizmet alımı sonucu nakdi krediye dönüşen veya kredi kartı ile nakit çekim suretiyle kullanılan kredilerin tüketici kredisi hükümlerine tabi olduğu" hükmü getirilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacılar ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 10/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 2.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.