Mesajı Okuyun
Old 22-08-2013, 16:44   #4
MiMi

 
Varsayılan

Merhaba, iyi günler dilerim.

Ev gereçleri satan bir limited şirketi müvekkilim var. Taksitle satışlar yapmakta olduğundan, taksitlerini aksatan borçlular hakkında şartları gerçekleşirse ilamsız takip yapıyorum.

Bir dosyamızda asıl alacak miktarı, hakem heyeti sınırları içerisinde kalıyordu. Ancak ben müvekkilin tüzel kişi olması nedeniyle heyete değil Tüketici Mahkemesi'ne başvurdum. Mahkeme, uyuşmazlık miktarının heyetin görev alanına girmesi nedeniyle davayı reddetti.

Bunun üzerine heyete başvurduk, şikayetimiz kabul gördü ve talep ettiğimiz miktarca alacaklı olduğumuza karar verdi heyet.

Borçluya savunması için tebligat ulaşmışsa da Heyete bir savunma yapmamış.

Kararı aldık, ilamlı icra takibine konması mümkün. Ancak halihazırda yaptığım ve borçlunun itiraz ettiği bir ilamsız icra takibi var, ancak heyet bu itirazın iptaline ve takibin devamına şeklinde bir karar veremez.

Heyetten aldığım karar var ve yasa gereği bu kararı ilamlı takibe koyabilirim.

Bu durumda;

1) Benim borçlu hakkında yapmış olduğum "ilamsız takibi" kaderine terk edip peşini mi bırakayım?
2) Aldığım heyet kararını ilamsız takibi yaptığım İcra Müdürlüğü'ne götürsem, bu karar ile birlikte takibe devam et diyebilir miyim?
3) 2. sıradaki talebim (bana kalırsa) kabul görmez ise, heyet kararını ayrıca bir ilamlı takibe koyup, bu dosyadan alacağı tahsil edip, ilamsız takip dosyasını infaz mı edeyim?
4) Yasal faiz hesabı bu durumda ne şekilde ve hangi tarihten itibaren yapılmalıdır?

Bilgi sahibi olan meslektaşlarımdan fikirlerini ve konu hakkında bildikleri Yargıtay kararı varsa paylaşmalarını rica ediyorum.