Mesajı Okuyun
Old 22-08-2013, 09:27   #2
Av.Onur Civelek

 
Varsayılan

Sevgili Meslektaşım,

Destekten yoksun kalma tazminatı niteliği itibariyle; üçüncü kişilere, desteğin gelir ve yardımından yoksun kalmaları nedeniyle tanınmış, bağımsız bir hak olup, mirasçılık sıfatı ve miras hukuku ile ilgisi yoktur. Çünkü bu hak, mirasçılık sıfatından değil, eylemli olarak destek olanın ölümü nedeniyle, onun gelir ve yardımından yoksun kalma yada farazi destek olma olgusundan kaynaklanmaktadır. Görülüyor ki, Borçlar Yasasının 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı, hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hasımlığa ve ne de yasanın nafakaya ilişkin hükümlerine dayanmaz. Bir kimseye, sadece eylemli ve düzenli olarak, geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde, destek sayılabilmek için bakımın ( yardımın ) eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterlidir. ( HGK.21.4.1982 gün, 1979/4 -1528 E.412 K. )

Yukarıdaki içtihatta da belirtildiği gibi Mirasçı olmak yoksun kalınan desteği tek başına ispata yaramaz. Ancak kanaatime göre murisin eşinin bulunması ve bu nedenle anne ve babanın destekten yoksun kalmasının mümkün olmaması gibi bir durum da söz konusu değildir. Çünkü Müteveffa, Eylemli olarak Anne ve Babasına destek oluyordu ise Anne ve Babanın destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanması gerekir.

Saygılar...