Mesajı Okuyun
Old 12-07-2013, 13:29   #1
Avukat006

 
Varsayılan Bir Türlü Kalkmayan Yakalama Karari -yakalama Da Takdir Meselesi

Almanya da ikamet eden,almanya ve türk vatandaşı olan müvekkilim,"Türkiye'de bulunduğu sırada kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak" suçlamasıyla,sulh ceza mahkemesinde yargılanması sırasında müvekkilin yurtdışında olması fakat adresini tespit edemediğimizi beyanla diğer duruşma hazır edeceğimizi bildirdik,bir sonraki duruşmada ise mahkemeye müvekkile ulaşamadığımızı yurtdışında olduğunu adres tespitinin yapıp mahkemeye verceğimizi beyan ettikse de mahkeme sanık müvekkilimiz hakkında "yakalama" kararı çıkarttı,yakalama kararı çıktıktan sonra duruşma arasında müvekkilin eliçilik onaylı yeminli türkçeye çevrilen yurtdışı ikamet belgesini,yurtdışı vatandaşı olduğuna dair vükuatlı nüfus kaydını ibraz ederek, "ceza işlerinde karşılıklı adli yardım avrupa sözleşmesi ve adalet bakanlığı uluslararası hukuk genel müdürlüğü'nün; ceza istinabe işlemlerine ilişkin 16.11.2011-69/2 genelgesi gereğince,sanığın yakalanmasının kaldırılması ifadesinin istinabe yoluyla ilgili sözleşme gereği ve genelge gereği alınmasını talep eden 4 farklı dilekçe ile başvuru yapsakta mahkeme hiç bir dilekçeye olumlu ya da olumsuz yanıt ya da karar vermedi,mahkemenin bu duruma kayıtsız kalması sebebi ile,durumu izah eden dilekçeyle Uluslararası Hukuk Genel Müdürlüğü Adli Yardım Şube Müdürlüğü'ne müracaat ettim,Uluslararası Hukuk Genel Müdürlüğü, Başsavcılığ'a yazdığı yazı ile müracaatımızı uygun gördüğünü sanık hakkında Genelge uyarınca "adli yardımlaşma talepnamesi düzenlenmesi gerektiğini bilgi ve gereğinin takdir ve ifasını talep ettiğini bildirmiştir,Başsavcılıkta genel müdürlükten gelen bu yazıya istinaden mahkemeye müracattımızın uygun görüldüğünü,adli yardımlaşma talepnamesinin düzenlenmesi gerektiğini bildirmiştir,mahkemenin tüm dilekçlerime kayıtsız kalması amacıyla başvurmuş olduğum bu yollar mahkeme hakimini öyle kızdırmış olacak ki, "beni adalet bakanlığına" şikayet etmişsiniz ben kararı kaldırmıyorum takdir benimdir şeklinde tarafımıza agresifleşerek beyanda bulundu. Siz değerli üyelerimizin tecrübeleri ışığında;

1)Mahkeme, yakalamanın kaldırılarak ceza istinabe evrakının düzenlenmesine ilişkin vermiş olduğumuz havaleli 4 dilekçeye kayıtsız kalması Anayasa ve İdare Hukuku kapsamında mümkün müdür.Dilekçeye cevap alma hakkım bir anayasal hak değilmidir.

2)Anayasa'nın 90 maddesi ışığında taraf olduğumuz sözleşme ile (ciyakas) ihtialf konusu olayda ceza istinabe evrakının düzenlenmesi gerektiği,genelge ile de sabit iken,mahkemenin bu konuda takdir yetkisi görevi ihmali değilmidir.

3)Uluslarası Hukuk Genel Müdürlüğü'nün,Başsavcılığı'ın sanık hakkında sunmuş olduğumuz yurtdışı ikamet belgesi ve vatandaşlık belgeleri gereğince ceza istinabe yoluyla ifadesinin alınmasının gerektiğini söylerken,mahkemenin bu kurumlara müracaat sebebi ile kişisselleştirdiği tavır neticesinde müvekkilim hakkında yakalama kararını kaldırmaması,idare aleyhine tazminat hakkımızı saklı tutmaz mı?

Mahkemenin takdiri,Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelerin üstünde midir?