|
Kesinleşme zorunluluğu bulunan ilamların kesinleşmeden icraya konulmasıyla ilgili makalemi göndermek istiyorum
Kesinleşme zorunluluğubulunan ilamların kesinleşmeden icraya konulmasının sonuçları ve bu ilamlarda ki yargılama giderlerinin kesinleşmeden icraya konulup konulamayacağı.
Kesinleşmeden icraya konulmasının mümkün olmayan taşınmazın aynına ilişkin ilamlar gibi ilamların kesinleşmesinin beklenmesi gerekmekte;aksi taktirde şikayet yoluyla takibin iptaline gidilebilmektedir.
Ayrıca esasa ait bölümü kesinleşmeden hüküm kısmının sair kısımlarının da(özellikle vekalet ücreti ve diğer yargılama giderleri) infazı ve icra takibine konulması mümkün değildir.
Yargıtay HukukGenel Kurulunun Esas: 2005/12-534,Karar:2005/554 ve Karar Tarihi: 05.10.2005 tarihli kararı” Diğertaraftan, İlam bir tüm olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir.İlamda yer alan bütün alacak kalemlerinin ilamınkesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilamkesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusuolamayacaktır.
Eşsöyleyişle; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi(olumsuz)tesbit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata aitbölümleri, davanın kabulü yada reddine ait bölümü ile bir bütündür. Bukalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir tüm olarak ilamın kesinleşmişolmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmedenvekalet ücreti ve yargılama giderlerine ait hüküm bölümü ayrıca infaz ve icratakibine konu edilemez.
Aynı zamanda ilamda yazan tüm alacak kalemleri de ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale gelecektir; bu nedenle vekalet ücreti dahil olmak üzere ilamda ki tüm alacak kalemlerine kararı kesinleşmesinden itibaren faiz istenebilecektir.
YARGITAY12.Hukuk Dairesi Esas: 2010/33157 Karar:2011/14002 Karar Tarihi: 07.07.2011 kararı “Somut olayda takip konusuilamın incelenmesinde borçlunun alacaklı aleyhine tapu iptal ve tescil davasıaçtığı, mahkemesince borçlunun isteminin reddine alacaklı lehine yargılamagideri ile vekalet ücretine karar verildiği, ilamın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.Bu durum karşısında taşınmazın aynı ihtilaflı olduğundan takip konusu ilamıninfaza konulabilmesi için kesinleşmesi zorunludur. İlam bir bütün olup, ilamdayer alan eklentiler de aynı kurala tabidir,ilamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccelhale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıcatakibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır. Bu kalemlerin kesinleşmesive infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla,ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve yargılamagiderlerine ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez(HGK'nun 05.10.2005 T., 2005/12-534 E., 2005/554 K.).
YARGITAY12.Hukuk Dairesi Esas: 2009/25151 Karar:2010/7082 Karar Tarihi: 25.03.2010 kararı “Diğer taraftan 12/11/1979 tarih ve 1/3sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, kira parasının tespitine dairilamlar kesinleşmeden icraya konulamaz. Aynı şekilde, HGK'nun 30/05/2001 tarih,2001/12-423 E., 2001/456 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; <Kiratespit ilamları kesinleşmeden infaz olunamaz. Kararın kendisi kesinleşmedikçetakip yapılamayacağı gibi, ilamda yazılı yargılama gideri ve vekalet ücreti vb.taleplerin de karar kesinleşmedikçe infazı istenemez.> Bu itibarla faizin de kararın kesinleşme tarihinden itibarenistenebileceği tabiidir. (İBHGK'nun 24/11/1995 tarih, 1994/2 E. 1995/2K. sayılı kararı)
Mülkiyet iddiası bulunmayan borçluyla ilgili Taşınmaza Müdahalenin men’i ile ilgili karar taşınmazın aynıyla ilgili olmadığından infazı için kesinleşmesinin beklenilmesi gerekmemektedir.
YARGITAY12.Hukuk Dairesi Esas: 2009/21774 Karar:2010/3308 Karar Tarihi: 16.02.2010 kararı “Somut olayda, takip konusuMilas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28/01/2009 tarih ve 2005/152 Esas, 2009/20Karar sayılı ilamının incelenmesinde; alacaklı vakıf adına kayıtlı olan davayakonu taşınmaza, taşınmaz üzerindemülkiyet iddiası bulunmayan borçlunun yaptığı müdahalenin menine kararverildiği görülmektedir. Bu durumda, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığındanilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. O halde,şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken ilamın taşınmazın aynı ile ilgilibulunduğu ve dolayısıyla kesinleşmeden icra takibine konulamayacağıgerekçesiyle istemin kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
Aynı dava da birden fazla istem varsa kesinleşmesi zorunlu olmayan bağımsız diğer alacak kalemleri ile bu kısımlara ait yargılama giderlerinin takibinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
YARGITAY12.Hukuk Dairesi Esas: 2009/3408 Karar:2009/10930 Karar Tarihi: 25.05.2009 kararı” Bilindiği üzere aynı davada birden çok istem yer alabilir. Buistemlerin bazısının kesinleşmeden takibe konulamayacak olması, bundan bağımsızdiğer alacak kalemlerinin takibine engel değildir. Nitekim alacaklının,yargılama giderlerinin 190/240'ını takibe koyduğu, tapu iptal ve tescil ileilgili <b> bendindeki karara isabet eden yargılama giderlerini özenleayırdığı görülmektedir. Hal böyle olunca, ilamın alacağa ilişkin bölümününkesinleşmeden takibe konulması doğru olup, mahkemece şikayetin reddi yerineaksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.”
İlama aykırılığı içeren şikayetler kamu düzenine ilişkin olduğundan 2004 sayılı Kanunun 16/2 maddesi gereği süreye tabi değildir; kesinleşmeden icraya konulan ilamlar ve bu ilamların yargılama giderlerinin icraya konulması da ilama aykırılık olarak kabul edilerek şikayet süreye tabi değildir.
YARGITAY 8.HukukDairesi Esas: 2012/2661 Karar: 2012/2958Karar Tarihi: 17.04.2012 kararı” Somut olayda takibe dayanak yapılanİstanbul 5. İdare Mahkemesinin 24.10.2005 tarih 2004/2010 E, 2005/12231 Ksayılı kararında <dava konusu işlemin 116.752.290.000 TL'lik kısmınıniptaline…> karar verilmiş, ilamla davacı (alacaklının) davalı(borçluya-idareye) iptal edilen para cezası miktarınca borçlu olmadığı tespitedilmiş, likit bir miktarın ödenmesi yönünde eda hükmü oluşturulmamıştır. Budurumda ilamın kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücretikalemlerin istenebilmesi dışında icra yolu ile infazı da mümkün değildir.
İİK’nun16/2. maddesinde, bir hakkın yerine getirilmesinden kaynaklanan şikayetler süreile sınırlandırılmamıştır. İstem ilama aykırılığı içermekte ve ilama aykırılıkşikayeti kamu düzenine ilişkin olduğundan İİK’nun 16/2. maddesi kapsamındadeğerlendirilip şikayet konusu asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden takibiniptaline karar verilmesi yerine şikayetin süreden reddi isabetsizdir.
|