Mesajı Okuyun
Old 04-07-2013, 14:24   #3
av.alpersah

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

7.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/6101
Karar: 2010/5721
Karar Tarihi: 12.10.2010


ÖZET: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Muhdesatların davacı tarafa ait olduğunu kabul etmeyen tüm paydaşların davada taraf olmalarının zorunlu olduğu düşünülerek davada taraf olarak yer almaları sağlanmalı, yargılamaya geldiklerinde davaya karşı diyecekleri, delilleri sorulup saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmelidir.

(1086 S. K. m. 43) (4721 S. K. m. 644)

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafça istenilmiş olup, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla; dosya incelendi, gereği görüşüldü:

1- Dava niteliği ve içeriği itibariyle taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir.

Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre davada yöntemine uygun biçimde taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir.

Muhtesat aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin davada taraf olmaları zorunludur.

Dosya içeriğindeki tapu kaydından davaya konu muhdesatların üzerinde bulunduğu 7230 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacı ve davalılar dışında A... B...'un da paydaş bulunduğu görülmektedir. Temyiz aşamasında dosya içerisine getirtilen ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyası içeriğinden adı geçenin ölmüş olduğu ve mirasçılarının bulunduğu, bunların ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında davaya konu muhtesatların davacı tarafa ait olduğunu açıkça kabul etmedikleri anlaşılmaktadır. Yine ortaklığın giderilmesi davasının davacıları ve tapu paydaşları olan F... G... U..., A... Y... ve C... L... T...'in de davaya konu muhdesatın (gecekondu) davacı tarafa ait olduğu yönünde (ortaklığın giderilmesi davası sırasında) açık bir kabullerinin bulunmadığı gözetildiğinde, husumetin onlara da yöneltilmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Taraf koşulu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekir. Taraf koşulu sağlanmadan eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez.

O halde, muhtesatların davacı tarafa ait olduğunu kabul etmeyen tüm paydaşların davada taraf olmalarının zorunlu olduğu düşünülerek davada taraf olarak yer almaları sağlanmalı, yargılamaya geldiklerinde davaya karşı diyecekleri, delilleri sorulup saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmelidir.

Sonuç: Mahkemece taraf koşulu oluşturulmadan eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre de sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin ödenen 91,05 TL temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 12.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Sayın AV.SEDAT;

Hissedar C dışındaki diğer hissedarlar muhdesatın B'ye aidiyetini ortaklığın giderilmesi duruşmasında açıkça kabul etmişlerdir.Mevcut uygulama ve yukarıda sunduğum karar gereğince kabul eden hissedarların hasım olarak gösterilmeyeceğini düşünüyorum. Ancak kabul etmeyen hissedar C' nin yanında ortaklığın giderilmesini isteyen hissedar alacaklısının da hasım olarak gösterilmesinin gerekip gerekmediği konusunda bir çözüme varamadım. Teşekkürler...