Mesajı Okuyun
Old 03-07-2013, 08:18   #4
olgu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/26791
K. 2010/8430
T. 8.4.2010
• AİLE VE ŞAHSIN HUKUKUNA İLİŞKİN İLAMLAR (Kural Olarak Kesinleşmeden İcraya Takibine Konu Edilemeyeceği - Boşanma İle Birlikte Hükmedilen Maddi ve Manevi Tazminat Kararının İse Boşanmanın Kesinleşmesiyle İcraya Konabileceği)
• BOŞANMA İLAMI İLE BİRLİKTE HÜKMEDİLEN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT (Boşanmanın Kesinleşmesi İle İcraya Konu Edilebileceği)
• KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAK İLAMLAR (Aile ve Şahsın Hukukuna İlişkin İlamlar)
1086/m.443

ÖZET : Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmeden icra edilemez kural olarak boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen maddi ve manevi tazminat, boşanma kararının eklentisi olması sebebiyle boşanma ilamı kesinleşmeden icraya verilemez. Ancak boşanma yönünden kesinleşen karardaki maddi ve manevi tazminat alacakları için kesinleşme koşulu aranmaksızın icra takibi yapılabilir. Bu husus dikkate alınmalıdır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : HUMK'nun 443 maddesine göre aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmeden icra edilemez kural olarak boşanma ilamı ile birlikte hükmedilen maddi ve manevi tazminat, boşanma kararının eklentisi olması sebebiyle boşanma ilamı kesinleşmeden icraya verilemez. Ancak boşanma yönünden kesinleşen karardaki maddi ve manevi tazminat alacakları için kesinleşme koşulu aranmaksızın icra takibi yapılabilir. Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesi ekinden dayanak ilamın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nce takip tarihinden önce onandığı ve borçlu tarafından boşanma dışında kalan kısmının karar düzeltmesinin istendiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş Antalya 3. Aile Mahkemesi'nden dayanak ilamın boşanma yönünden kesinleşip kesinleşmediği sorularak sonucuna göre yukarıdaki ilkeler ışığında bir karar vermekten ibaretken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428 maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.