Mesajı Okuyun
Old 25-02-2007, 14:25   #24
Hekimbaşı

 
Varsayılan Hekimi ve yargıcı kutlamak gerek

Sn.Katılımcılar,

NEDEN SÜNNET OLUNUYOR?
Sünnet her nedense dinle ilintilenmiş bir gelenek olsa gerek, çünkü kutsal metinlerde çocukları sünnet ettirin diye bir şey görmedim. Yeterince kaynak bulamadığım için tam değerlendirmem güç; ama aynı bölgeden çıkmış olan üç dinden neden yahudilerle müslümanlar bu geleneğe sahipken, hristiyanlarda yok diye düşündüğümde, mantıklı bazı gerekçeler bulabiliyorum: Her isteyen yahudi olamıyor, bu nedenle kavimle yapışık bir din, ve yayılamamış. Öte yandan, hristiyanlıkta birçok insanın Hz.İsa' dan önce başlamış rolleri var (Ör: St.Paul - Hatay yöresi). Bu gibi ermişler Roma imparatorluğunun farklı yerlerinden, dolayısıyla da farklı geleneklerden geliyorlardı. Hristiyanlığın birdenbire birçok noktada birden yayılmasında hem bu insanların hem de Roma' nın gaddarlığının rolü olduğu söyleniyor. Müslümanlık ise tek merkezden çevreye doğru yayılan bir gelişme göstermiş. Yani, hristiyanlık gibi, o da kavime bağlı değil, fakat çıktığı kavimin geleneklerini dinle birlikte komşuluk yoluyla etkileyerek yaymış olduğunu düşünüyorum (belki kadının müslüman toplulukların çoğunda bu gün dahi yerini bulamamasında kız çocuklarını kuma gömen, kadına ikinci sınıf muamele yapan bir topluluktan başlamış olmasının etkisini de sorgulamak gerek). Tabii, yüzlerce yıl geride olup bitenleri tam olarak bilemeyiz, çözümleyemeyiz. Ama Sn.Emre Kongar' ın derslerinden hatırladıklarımla ben bu kadar fikir yürütebiliyorum.

SÜNNET SAĞLIK AÇISINDAN KESİNLİKLE YARARLI MI?
Eldeki verilerle % 100 kesinlikte söylemek mümkün değil. Ama, bazı yararları olduğuna ilişkin tıbbi çalışmalar ve görüşler var. Öte yandan, yenidoğanda görülen bazı sorunlar veya küçük yaşlarda oldukça sık görülen kazalar (Ör: pantolon fermuarına sıkışma) nedeniyle prepisyumu kesmek zorunlu hale gelebiliyor; kesmezsek penis ucunun gangren olması durumu ortaya çıkıyor. Takdir edersiniz ki, bu durumlar tıbbi zorunluluk, bunlara karşı önlem olarak sünnet önermek mantıklı olmazdı. O zaman, ergenlik çağında çok sık apandisit oluyor diye herkesin appendixini almamız gerekirdi (Nitekim, bir dönem, birçok cerrah başka nedenle karın boşluğunu açtıklarında appendixi de alıyorlardı).

SÜNNET NE ZAMAN YAPILMALI?
Psikiyatristler sünnetin çocuk için bir trauma olduğu görüşünde hemfikir. Çocuğun çevreyi ve vücudunu tam olarak algılayamadığı yaş döneminde sünnet edilmesini öneriyorlar ve bu nedenle doğum sırasında yapıldığını oldukça sık görüyoruz. Ama buna karşı çıkan, sünnet törenini çocuğun yaşaması gerektiğini öne sürenler de var. Onların ağırlıklı görüşü ise 7 - 11 yaş; çünkü daha sonra deri sertleşiyor, duyarlığı artıyor ve sünnet genel anestezi gerektirecek kadar ağrılı bir işlem haline geliyor.

SÜNNETİ KİM YAPMALI?
Sünneti sünnetçi belgesi olan sağlık memurları yapabiliyor. Aslında yasal olarak sağlık memurları, bütün diğer yardımcı sağlık personeli gibi, ancak bir hekim denetiminde çalışma yetkisine sahip, eylemlerinden bir hekimin sorumlu olması gerek. Ancak, uygulamada bunun olmadığını, aranmadığını görüyoruz. TC nde hekim sayısı yüzlerle ifade edilen zamanlarda başlamış bu uygulamanın önüne geçmek gerekiyor. Çok sakıncalı. Kaldı ki, sağlık memuru artık kalmadı gibi birşey, onların yerini cerrahi teknisyenleri aldı, ama herşey aynen devam ediyor. Birçok yörede sünneti aile veya köy büyüklerinin yaptığı da biliniyor. Erkek çocuklarının sünnet kayıtlarını tutup, sünnet olduğu kayıtta görünmeyenlerin pantolonunu indirip, sünnetliyse 'kim seni nerede, ne zaman sünnet etti?' diye soruşturamadığımız sürece de böyle devam edecek. Mümkün olmaması bir yana, insanları inançlarına göre fişleme anlamına gelmesi de başka engel.

SÜNNET NEREDE YAPILMALI?
Sünnet mutlaka ameliyathane koşullarında yapılmalı. Genel anestezi şart olmamakla birlikte, en azından çift taraflı bölgesel gangliyon anestezisi uygulanmalı, eğer gerekirse de anında genel anesteziye geçilebilmeli, şok tedavisi olanakları bulunmalı. Sünnet öncesinde çocuğa kan tetkikleri yapılmış, belli bazı hastalıkları olup olmadığı araştırılmış olmalı. Buradan da şu sonuca varıyoruz; TC nde herkesi uygun koşullarda sünnet etmek için olanak yok. Gelenek uğruna birçok kim vurduya giden oluyordur. Üstelik, kaza olduğunda bunu açığa vurmayı kimse istemediği için, hepsinden haberdar olmamız da mümkün değil.

SÜNNETLE HASTA HAKLARI İLİŞKİSİ
Dinle bir biçimde ilintilenmiş gelenek olduğu ve tıbbi zorunluluk olmadığını gözönüne alırsak, kesinlikle çocuğun rızası alınmak zorunda. Bunda yaş alt sınırı da olamaz; yani çocuğun bebekken veya rızasının alınamayacağı veya kabul görmeyeceği herhangi bir yaşta sünnet edilmesi mümkün değil. Bir hekimin bu isteği reddetmesi gerekir. En iyisi, haberdeki meslekdaşımın savunduğu gibi, çocuğun erişkin yaşa eriştikten sonra kendisinin karar vermesidir. Zaten uygulamada buna uyulduğu taktirde, büyük olasılıkla kimse sünnet olmayacak, Sn.Gürgan' ın dediği 'tabu' niteliği kazanmış bu konu da ortadan kalkacaktır.

SÜNNETLE İLGİLİ OLARAK TOPLUMUN TEPKİLERİ
Ancak, kontrol altına bile alamadığımız bu konuda hekimlerin başvuruları reddetmeleri pek de akılcı değildir, çünkü olacak şey bellidir: bir sünnetçi bulunur, çocuk sünnet ettirilir. Sünnetçileri ortadan kaldırmaya kalkışsanız, köy büyükleri bu işi yaparlar, yine istediğimiz yere varamayız. Bu nedenle, önce toplumu bilinçlendirmemiz gerekiyor. Haberdeki gibi yaklaşan insan sayısı az olduğu sürece, sünnetsiz çocukların 'erkek olmamak', 'müslüman olmamak' la damgalanmaları kaçınılmazdır. Erkeklerin birbirini ister istemez görme olasılığı bulunan yatılı okul, askerlik, spor salonları gibi yerlerle; evlilik içi veya dışı karşı cinsle ilişkilerde bu çocuklar sorun yaşayacaktır. Tıbbi nedenlerle sünnet olamamış birisinin eşi tarafından reddedildiğini, aşağılandığını bile duydum. Kim bilir daha neler oluyordur. Örneğin, bu yüzden hasta hakları yasasının toplumumuzu hristiyanlaştırmak için bir araç olduğu bile ileri sürülebilir; Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olabiliriz.

SÜNNET İSTEMİNDE HEKİMİN DAVRANIŞI NE OLMALI
Ah, keşke kural koyup uygulamak bu kadar zor olmasaydı. Şahsen ben her ne kadar hasta ve insan hakları açısından sadece tıbbi zorunluluklarla veya 18 yaştan sonra sünnete izin verilebileceği sonucuna varsam da, bunu zorlamanın mümkün olmadığını da görüyorum. Ama konu yargıya bulaştığında yazılı kurallar dışında karar vermek mümkün değil. Haberdeki yargıç çok doğru bir karar vermiş.

Fakat, beni kaygılandıran şey biraz farklı. Hekimler, yasal olarak reddetmek zorunda bırakılmış oldukları halde yukarıdaki toplumsal nedenlerle sünnet etmeyi kabul etmişler ve bütün önlemlere rağmen çocuk zarar görmüş ve konu yargıya bu zarar yüzünden yansımış, hekimin de hiçbir mesleki kusuru bulunamamışsa, ne olacak? Hasta haklarını hiçe saydığı için mahkum olacak. Bunun sonucunda hekimlerin yapmadığı işi başkaları, daha olumsuz koşullarda daha fazla yapar olacaklar. Toplum sağlığı felsefemizde toplumun nasıl olsa yapacağı şeyleri reddetmenin yanlışlığına vurgu yapılır. Reddetmek yerine daha uygun koşulları aramak, bulmak, önermek ve benimsetmek öğütlenir. Başka türlü toplum sağlığını korumamız mümkün olamaz. Demek ki hekim sünnet istemini kabul ettiğinde toplumbilim açısından doğruyu yapmış olmasına rağmen yasalar yüzünden cezalandırılmış oluyor.

Bu durum; toplumun hazır olmadığı için kabul etmeyeceği yasalar çıkartmanın, toplumbilimle çeliştiği için ne gibi sakıncalar doğurabileceğine bir örnek. Toplumbilimi gözardı ettiğinde hukuğun topluma zarar vereceğini gösteriyor.

Saygılarımla,

Not: Bir başka başlıkta hukuk fakültesinde sosyolojinin ders olarak yer almasını eleştiren katılımcılar vardı. Umarım bu örneğe rastlar ve okurlar. Keşke Sn.Emre Kongar' dan ders alma şansı ve ayrıcalığına da sahip olsalardı.