Mesajı Okuyun
Old 17-06-2013, 16:21   #3
av__emrah

 
Varsayılan

Cevabınız için teşekkür ederim ama manevi tazminat hususunda Yargıtay oldukça katı bir görüşe sahip.



Alıntı:
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/13507
Karar: 2010/9662

ÖZET: Dava konusu olay nedeniyle oluşan zarar davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen yasaya göre eşya zararı kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez. Yerel mahkemece, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekir.

(818 S. K. m. 47, 49) (4721 S. K. m. 24, 26, 121, 158, 174, 287)

Davacı H. G. vekili tarafından, davalı B. Elektrik Dağ. A.Ş aleyhine 30.03.2007 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.09.2009 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile kararın maddi tazminata ilişkin bölümü onanmalıdır.

2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.

Davacı, davalı kuruma ait elektrik ağının gerekli bakımları yapılmadığından kısa devre yapan sokak lambasının yol açtığı yangın nedeniyle mirasbırakandan kalan ev ile eşyasının tamamen yandığını belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Diğer mirasçılar, açılan davaya olur vermişlerdir.

Davalı ise, kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, yangının davacının sorumluluğunda bulunan elektrik sistemindeki arızadan doğduğunu ileri sürerek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Yerel mahkemece, maddi tazminat yanında olay nedeniyle davacının acı ve sıkıntı yaşadığı gerekçesiyle manevi tazminat da takdir edilmiştir. Dosyadaki belgelerden, davacının evine enerji aldığı elektrik direğinde bulunan sokak lambasının fırtına nedeni ile dönerek kısa devre yapması üzerine davacının evinde yangın başladığı; ancak, yangın sırasında evde kimsenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Medeni Yasa 24), isme saldırı (Medeni Yasa 26), nişan bozulması (Medeni Yasa 121), evlenmenin feshi (Medeni Yasa 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (Borçlar Yasası 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (Borçlar Yasası 49). Bunlardan Medeni Yasa'nın 24. maddesi ile Borçlar Yasası’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır. Medeni Yasa'nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; Medeni Yasa'nın 26, 174, 287); bunların dışında Borçlar Yasası'nın 49. maddesi uygulanır.

Medeni Yasa'nın 24. ve Borçlar Yasası'nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.

Dava konusu olay nedeniyle oluşan zarar davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Borçlar Yasası'nın 49. maddesine göre eşya zararı kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez.

Yerel mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile de sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle, manevi tazminat yönünden bozulmasına; davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle kararın maddi tazminata ilişkin bölümünün onanmasına ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 04.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.