24-02-2007, 23:12
|
#106
|
|
Bir de bekar annenin çocuğu açısından düşünelim konuyu:
-Ülkemizde büyük bir değişim yaşanıp da, tüm anneler bekar anne olmayı seçmediği müddetçe, yalnızca bekar annelerin çocuklarının bir babası olmayacaktır.
-Bekar annenin çocuğu "baba" kelimesinin ne olduğunu kavramaya başladığında "benimki nerede" diye önce düşünmeye, anlamaya, sonra da sormaya başlayacaktır.
-Sorma ve öğrenme ihtiyacının artmasını müteakip başlayacağı öğrenim (hatta eğer gönderilirse öncesi kreş) yaşamında, diğer oyun/okul arkadaşlarının babalarıyla karşılaştıkça kendisini azınlık gibi hissedecek, boynu bükülecektir.
-Dünyanın en mükemmel annesine sahip bile olsa -ki mükemmel insan var mıdır-, bu yoksunluk duygusuyla başedemeyecek, yokedecek bir ikame değer arayacak ve bulamayacaktır.
-Hiç tanımayacağı ve kim olduğunu öğrenemeyeceği bir babası olan çocuk (bu örnek yapay döllenme örneği içindir), zamanla annesini suçlayacaktır. (ama yüksek sesle ama sessiz)
-Bir eşin onu hayal kırıklığına uğratmasından veya bilumum başka sebeplerle acı çekmekten korkarak böyle suni bir yöntemi seçen ve hayata bir canlı getirirken, ona varlık sebebi sunan diğer insanı ömrü boyunca görme şansını doğuştan yitirten ve geri dönüşümsüz yasaklayan anneye, zaman içinde bizatihi kendi çocuğu acı verecektir.
-Tanınamayacak, görülemeyecek, birlikte yaşamda az ya da çok bir paylaşım yaşanamayacak , kim olduğu bir ömür bilinmeyecek siulet görünümündeki baba figürü, bir çocuk için kaldırılamayacak, taşınamayacak bir yük, çözülemeyecek bir sorundur.
-Anne olmak kadın için bir haksa, bir babaya sahip olmak da çocuk için bir haktır. Bu haklardan birine üstünlük tanınacaksa, doğmamış olana öncelik tanınmalıdır. Çünkü onun seçme hakkı yoktur.
Saygılarımla.
|