Konu: Tck md. 301
Mesajı Okuyun
Old 24-02-2007, 02:02   #21
mutlakadalet

 
Varsayılan

301.madde, basına lanse edildiği gibi yeni bir madde değildir. Bu maddenin serüveni, 1926 TCK ile başlamaktadır. Mülga Ceza Kanunu madde 159'da:
Alıntı:


Madde 159 - (Değişik madde: 05/01/1961 - 235/2 md.)
Türklüğü, Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisini, Hükümetin manevi şahsiyetini, Bakanlıkları, Devletin askeri veya emniyet muhafaza kuvvetlerini veya Adliyenin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif edenler altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Birinci fıkrada beyan olunan cürümlerin irtikabında muhatap sarahaten zikredilmemiş olsa bile onlara matufiyetinde tereddüt edilmiyecek derecede karineler varsa tecavüz sarahaten vukubulmuş addolunur.
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına veya Büyük Millet Meclisi Kararlarına alenen sövenler 15 günden 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Türklüğü tahkir yabancı memlekette bir Türk tarafından işlenirse verilecek ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.
(Ek fıkra: 03/08/2002 - 4771 S.K./2. md.) Birinci fıkrada sayılan organları veya kurumları tahkir ve tezyif kastı bulunmaksızın, sadece eleştirmek maksadıyla yapılan yazılı, sözlü veya görüntülü düşünce açıklamaları cezayı gerektirmez.

Peki bu madde neden getirilmiştir? Bu maddenin getirilmesindeki murat nedir? Bir boyutu ile, 301.maddenin getirilmesindeki gaye, maddede belirtilen kurumların varlıklarıyla ilgili olarak, bir fonksiyon icra edebilmeleri için gerek duydukları prestijin zedelenmesini önlemektir; ancak unutulmamalıdır ki; madde 301 ile prestij sağlamak amacı güdüldükçe, demokratik devlet olabilme noktasından uzaklaşılmaktadır. Kanımca, prestij, zor kullanarak sağlanamaz. Kurumların saygınlığını azaltıp, çoğaltacak olan kurum mensuplarıdır. TBMM'yi ele alırsak; genel kurul salonunda, birbirlerine hakaretamiz söylemlerde bulunan, su fırlatan vekillerin eleştirilmesi dolayısıyla bu kurumun prestiji zedelenmez. Bu kurumun prestiji, içindeki mensuplarının davranışları dolayısıyla zedelenir.
Madde 301 ve uygulamadaki örnekler dolayısıyla, ifade özgürlüğü daha oluşum aşamasında engellenmektedir. Bir şeyi söylemek üzere olan bizler, bunun madde 301 kapsamında suç teşkil edip etmeyeceğini düşünerek, zaten düşüncelerimize ket vurmuş oluyoruz. Daha oluşum aşamasına gelemeden engelleniyor düşüncelerimiz.

Hal böyle iken, 301.madde kapsamındaki kurumlarda yaşanabilen hukuka aykırılıklar nasıl dile getirilecek, nasıl eleştirilecek? Söz konusu kurumların daha demokratik olabilmesi için gerekli olan eleştiri imkanı vatandaşın elinden alınırsa, bu kurumlar, kendilerini nasıl gerçekleştirecektir?

Peki sorun, yalnızca madde metninin kaleme alınış biçimi midir? Evet, 301.madde metninin, sorunun bir boyutunu teşkil ettiği doğrudur, maddenin somutlaştırılması da gereklidir; ancak bu yasanın uygulanmasında görev alanların, yasayı nasıl uyguladıkları da gözden geçirilmelidir.

Bir an için, madde metninin, mükemmel bir biçimde kaleme alındığını varsayalım. Şu halde, 301.madde ile ilgili olarak sorunlar yaşanmayacak mıdır? Kanımca, ifade özgürlüğü içselleştirilmediği, demokratik kurumlar tam olarak hayata geçirilmediği müddetçe sorun çözülemeyecektir.

Keyfi uygulamaların önüne geçebilmek için, madde elbette ki somutlaştırılmalıdır; ancak bunun yanında uygulayıcıların, madde metnini yorumlarken, ifade özgürlüğü kavramını içselleştirmiş biçimde yorumlamaları da gerekmektedir. Yazımı, Albert Einstein'ın bir sözü ile bitirmek isterim:

"Karşı karşıya kaldığınız aşılması güç problemleri, mevcut düşünce yapınızla çözemezsiniz; çünkü bu problemler, mevcut düşünce yapınızın ürünüdürler."

Saygılarımla