Mesajı Okuyun
Old 09-05-2013, 09:35   #2
uye8490

 
Varsayılan

Eşinizin mahkum edildiği ceza davasında ,karar sizin yüzünüze karşı verildiyse ,mahkeme kararı size tebliğ edilmemiştir.Kararın tebliğ edilmemiş olması eşinizin aldığı mahkumiyeti etkilemez.Kararın bir örneğini kararı veren mahkeme kaleminden talep edebilirsiniz.Talebiziniz halinde, size karardan bir örnek verilecektir.

Bahsettiğiniz darp olayından sonra (her ne kadar ceza davası görülmüş ve davada eşiniz aleyhine bir karar verilmişse de) ortak yaşamınız devam etmişse ve bu olaydan dolayı eşinizi affetmişseniz tek başına bu darp olayı bir boşanma sebebi olarak kabul görmeyeyebilir.Yasanın ilgili maddesi aşağıdadır.

Alıntı:
MADDE 162.- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.


Ancak ortada bir af durumu yoksa, veya af olmasına rağmen eşiniz size karşı şiddet uygulamaya devam etmişse, bunun mahkemede ispatlanması halinde boşanmaya hükmedilebilir.

Yine boşanma sebebi olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanılır ise ve bu olay süre geçmesine rağmen boşanmaya yol açan olay olarak davada ileri sürülebilir.Bu durumda süre sınırlaması yoktur.

Boşanma davasında boşanma ile yoksulluğa düşecek olacağınızdan dolayı maddi,sizi boşanma aşamasına getiren olayların ve boşanmanın ,iç ve dış dünyanızda yaratacağı yıkımdan ötürü manevi tazminat isteme hakkınız vardır.

Yine aynı şekilde boşanma ile yoksulluğa düşecek olmanız nedeniyle yoksulluk nafakası isteme hakkınız da vardır.

Nafaka isteminizi yaparken; nafakanın dava süresince tedbir nafakası dava sonuçlandıktan sonra ise yoksulluk nafakası olarak hüküm altına alınmasını mahkemeden isteyebilirsiniz.

Gerek nafaka gerekse tazminat konusunda karar verilirken ,tarafların kusur durumları ile sosyo/ekonomik durumları göz önünde bulundurulur.

Bir avukattan hukuki yardım almanız,maddi durumunuz yetersiz ise yargılamanın yapılacağı yer barosundan adli yardım talebinde bulunmanız hak kaybına uğramanızı önleyecektir.