Mesajı Okuyun
Old 24-04-2013, 15:48   #13
granma

 
Varsayılan

Aradığınız karar
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/16924
KARAR NO : 2010/29087 Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2010
NUMARASI : 2010/311-2010/417
DAVACILAR : BORÇLULAR : ____ TURZ SAN VE TİC AŞ
DAVALI : ALACAKLI : ____
DAVA TÜRÜ : Takibin İptali
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İcra takibinin dayanağı olan İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/12/2007 tarih ve 2007/23 Esas, 2007/851 Karar sayılı ilamı, takip borçlularının takip alacaklısına borçlu olmadıklarının tespiti talebinin reddine ilişkindir. Alacaklı, ilamda öngörülen avukatlık ücreti ile öngörülmeyen alacak ve işlemiş faizin tahsili için de takip başlatmıştır.
Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda davanın reddine (alacaklıya borçlu olmadığının tespiti talebinin reddini) hükme bağlayan bölümü tespit niteliğinde olduğundan ayrıca takip konusu yapılamaz. Ancak, alınan ilamda alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücretine ilişkin bölüm (ilamda yazılı miktarın davalıdan alınmasına ilişkin) eda hükmü niteliğinde olduğundan, ilamlı takibe konu yapılması mümkündür.
İİK'nun 72/5. maddesinde, borçlunun menfi tespit davasının kabulü halinde işin esası ile ilgili olarak icranın kısmen veya tamamen eski hale iadesi ilamın kesinleşmesine bağlanmıştır. Menfi tespit davasının reddi, (borçlu aleyhinde sonuçlanması) durumu da kesinleşme şartı düzenlenmemiştir. Bu nedenle ilamın esası kesinleşmeden eda hükmü içeren fer'i niteliğindeki vekalet ücreti alacağı infaz edilebilir, hükmün kesinleşmesi gerekmez.
O halde mahkemenin, şikayetin ilam vekalet ücreti alacağı dışındaki kısımlar yönünden kabulü yerine tümden kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kaldı ki kararda da belirtildiği üzere 72/5" borçlunun açtığı dava kabul edilirse " şeklinde başlıyor yukarıda verilen kararlarda herhangi bir şekilde borçlu aleyhine verilen kararlarla ilgili bir durum yok ve b işin mantığı da kesinleşmesinin beklenmesine gerek olmadığını gösteriyor diye düşünüyorum . Aynı şekilde istihkak davalarını da tespit hükmü olarak kabul eden Yargıtay yine bu davalarda istihkak iddiasının kabulünde kesinleşme arıyor ancak reddiu halinde kesinleşmeye ihtiyaç duyulmayacağını öngörüyor