Mesajı Okuyun
Old 24-04-2013, 09:44   #12
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/24238
Karar: 2010/6010
Karar Tarihi: 16.03.2010


ŞİKAYET DAVASI - KESİNLEŞMEDEN İCRA - İSTİRDATA DÖNÜŞEN İSTEMİN TEMELİNİN MENFİ TESPİT DAVASI OLDUĞU - İLAM KESİNLEŞMEDEN TAKİP KONUSU YAPILAMAYACAĞI - ŞİKAYETİN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: İstirdada dönüşen istemin de temeli menfi tespit davası olduğu için ilamda yer alan alacağın da ilam kesinleşmeden takip konusu yapılmasına olanak yoktur. Somut olayda takip dayanağı ilamınin incelenmesinde davanın menfi tespit olarak açıldığı ve yargılama sırasında istirdada dönüştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olduğundan mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.

(2004 S. K. m. 16, 72, 366) (1086 S. K. m. 428) (YHGK 05.10.2005 T. 2005/12-534 E. 2005/554 K.)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Menfi tespit ilamının İİK. nun 72/5 maddesi uyarınca kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir ilamda yer alan tüm alacak kalemlerin in ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır.

Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır Dolayısıyla ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK 5.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararı)

Öte yandan İİK. nun 72/6 maddesi gereğince istirdada dönüşen istemin de temeli menfi tesbit davası olduğu için yukarıdaki kural gereği bu ilamda yer alan alacağın da ilam kesinleşmeden takip konusu yapılmasına olanak yoktur.

Somut olayda takip dayanağı Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/246 esas 2009/277 karar sayılı 28.05.2009 tarihli ilamın in incelenmesinde davanın menfi tesbit olarak açıldığı ve yargılama sırasında istirdada dönüştüğü anlaşılmaktadır.

Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olduğundan mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)