Mesajı Okuyun
Old 24-04-2013, 09:39   #11
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/5808
Karar: 2007/7969
Karar Tarihi: 24.04.2007


ŞİKAYET DAVASI - MENFİ TESPİT İLAMININ KESİNLEŞMEDEN TAKİBE KONULAMAYACAK OLMASI - ALACAKLI YARARINA HÜKMEDİLEN VEKALET ÜCRETİ VE İCRA İNKAR TAZMİNATININ TALEP EDİLMESİ MÜMKÜN OLMAMASI

ÖZET: Somut olayda Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/898 esas, 2006/99 karar sayılı 06.04.2006 tarihli menfi tespit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tespit ilamında alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve icra inkar tazminatının talep edilmesi mümkün değildir.


(2004 S. K m. 72)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Menfi tespit ilamının İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu ola*mayacaktır.

Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK 05.10.2005 tarih ve 12-534, 2005/554 sayılı kararı).

Somut olayda Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/898 esas, 2006/99 karar sayılı 06.04.2006 tarihli menfi tespit kararının kesinleşmediği anlaşılmakla, menfi tespit ilamında alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve icra inkar tazminatının talep edilmesi mümkün değildir.

O halde mahkemece, borçlu vekilinin 12.09.2006 tarihli hesap tablo*suna yönelik şikayetinin yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle incelenmesi ve muhtırada belirlenen alacak miktarının düzeltilmesi yerine yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nın 366 ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)