Merhaba değeli meslektaşlarım,
Müvekkilim olan işçi aynı iş yerinde uzun süreler boya ustası olarak çalışmış ardından 2001 yılında emekli olmuş ve 2012 Kasım ayına kadar da çalışmaya devam etmiştir.
Ancak söz konusu 2012 senesinde mesleğinden kaynaklı eklem kireçlenmesi nedeni ile rapor almış ve rapor süresinin bitiminden önce de kendisini iyi hissetmesi nedeni ile işe başlamak için işverene başvurmuştur.
Ancak iş veren kendisinin işine son verdiğini, muhasebeden hesabının kesildiğini söylemiştir. Bunun üzerine işçi kendilerine dava açacağını söylediğinde de gel sana şu kadar tazminat verelim diyerek cüzzi bir rakam ile ibralaşmaya çalışılmış ancak bir anlaşma olmamıştır.
İş yerinde fazla mesai yapıldığı gibi maaş alacakları da banka üzerinden ve elden olmak üzere iki ayrı şekilde ödenmektedir. Bankada gösterilen rakam daha düşük olduğu için de asgari geçim indirimi vs... bedeller gerçek maaştan daha düşük ödenmiştir.

Bunun üzerine işçi tarafından 31/10/2012 tarihinde kendilerine ihtarname gönderilerek kullandırılmayan izin bedelleri (yıllık bir hafta izin kullandırıldığından bahisle), ödenmeyen fazla mesai alacakları ileri sürülerek işçinin iş akdini haklı nedenle fesih ettiği ve bu alacaklar ile kıdem tazminatının kendisine 3 iş günü içerisinde ödenmesi istenmiştir.

Bu arada alacaklı tarafça da 02/11/2012 tarihinden geriye doğru 5 gün üst üste işe gelmediğine dair tutanak düzenlendiğinden bahisle yine noter aracılığı ile 02/11/2012 tarihinde üç iş günü içerisinde iş verene baş vurulmadığı takdirde işverenin haklı fesih ettiğine dair ihtarname gönderilmiştir.

İşçi tarafından 19/11/2012 tarihinde dava açılmış, dava uyarınca davalı iş veren tarafından yatırılması gereken 100TL'lik harç yatırılmadığı gibi 06/03/2013 tarihinde davanın kendilerine tebliğinden çok sonra bir cevap dilekçesi verilmiş ve bu dilekçede davanın zamanşımına uğradığı, işçinin bordrolarda imzası (fazla mesai alacağına dair bir bilgi bulunmamasına rağmen) bulunduğu, fazla mesai yapılmadığı, iş yerinde 15 er dakikadan toplam yarım saatlik çay molası verildiği vs vs şeklinde bir cevap dilekçesi verilmiştir.
Delil listesinde ise tanık, bilirkişi incelemesi gibi dayanaklar gösterilmiştir.

1) Şimdi yeni HMK uyarınca Davalı tarafça masraf avansı yatırılmaması durumunda davalı tarafın dilekçesinde bahsettiği tanık ve bilirkişi delillerine dayanması mümkün müdür?
2) Davalı tarafın süresi içerisinde cevap dilekçesini vermemiş olması konusunda iş mahkemelerine binaen elinizde yargıtay kararı varsa paylaşır mısınız?
3) İşçinin bordrolardaki imzası fazla mesai bakımından bir delil teşkil eder mi? İşçi fazla mesai yapıldığını tanık ya da bir tespit davası ile ispat edebilir mi?
4) İş yerinde elden yapılan ödemelere ilişkin olarak muhasebeci tarafından verilen imzasız ancak kendi el yazısı ile yazılmış ufak kağıtlar mevcut. Bunların delil statüsü hakkında görüşleriniz nelerdir?

Değerli görüş ve tecrübelerinizi bekliyorum. Şimdiden teşekkürler...