Mesajı Okuyun
Old 02-04-2013, 14:47   #3
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Sayın ayşe1728, öncelikle hizmet tespit davasında zamanaşımı değil hakdüşürücü süreden söz etmek gerekir. Bunun sonucu olarak tarafların ileri sürmesine bağlı olmaksızın yargılmanın her aşamasında resen dikkate alınır.
Sorunuzun cevabına gelince müvekkilinizin 9 ay başka işyerinde sigortalı çalışması ile o çalışmanın başladığı yılsonunda hakdüşürücü süre başlamıştır. Farklı işyerinde çalışmanın başladığı yılın sonundan itibaren 5 yıl geçmeden davayı açmış iseniz, sorun yok. Aksi takdirde hakdüşürücü süreden davayı kaybedersiniz.
Aynı işyerinde kesintili çalışmada her bir çalışma dönemi için hakdüşürücü süre ayrı ayrı hesap edilir. Bu çalışmalarda işe giriş bildirgelerindeki imzalar da önemlidir.


HG 00, E: 2003/21-43, K: 2003/97, Tarih: 26.02.2003

Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenilen hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açılması gerekir. Yerleşik Yargıtay görüşlerine göre, Sigortalının aynı işyerinden verilmiş birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı halinde hak düşürücü süre, her kesim çalışma için ayrı ayrı hesap edilmelidir. Çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışması hak düşürücü sürenin işlemesine engel olamaz. Öte yandan; kural olarak işe giriş bildirgeleri sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, bildirgeyi hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin aksinin ancak eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez.(506 s. SSK. m. 79/10)