Mesajı Okuyun
Old 28-03-2013, 17:11   #2
denizus

 
Varsayılan

Merhaba, umarım faydalı olur.


T.C.


YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1975

K. 2004/11432

T. 23.11.2004

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Liman Sahasına Tahliye Edilen Emtiaya Ait Tahakkuk Ettirilen Ardiye Ücretinin Tahsili için Başlatılan İcra Takibine Vaki İtiraz Nedeniyle )

• GEREKÇE İLE HÜKÜM ARASINDA FARKLILIK ( Gerekçe Kısmında Davacının Talep Etme Hakkı Bulunduğu Belirtilen Miktar ile Kabulüne Karar Verilen Miktar Arasında Fark Yaratılarak Hüküm Kurulamaması )

• YABANCI PARA BORCU (Uygulanacak Faizin Devlet Bankalarının O yabancı Para ile Açılmış Bir Yıl Vadeli Mevduat Hesabına Ödediği En Yüksek faiz Oranının Olması )

• TEMERRÜT FAİZİ (yabancı Para Borcunda Devlet Bankalarının O yabancı Para ile Açılmış Bir Yıl Vadeli Mevduat Hesabına Ödediği En Yüksek faiz Oranının Olması )

• ARDİYE ÜCRETİ (yabancı Para Cinsinden Tespit Olunan alacağa uygulanacak Faizin Devlet Bankalarının O yabancıPara ile Açılmış Bir Yıl Vadeli Mevduat Hesabına Ödediği En Yüksek faiz Oranının Olması )

818/m. 83

3095/m. 4

2004/m. 67

1086/m. 388


ÖZET : Davada hüküm altına alınan kısım için 3095 s. Kanuni faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 4/A maddesine göre sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı halde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının oyabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacak olmasına göre bu faiz oranının tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 09.10.2003 tarih ve 2002/258-2003/1147 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deyiş Cesur tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin işleticisi olduğu limana tahliye edilen emtianın liman sahasından teslim alınmadığını, liman sahasında kaldığı sürece ardiye ücret tarifesi gereğince tahakkuk ettirilen ardiye ücretini ve buna bağlı hizmet ücretini malların alıcısının ödemesi gerektiğini, davalı şirketin toplam 5.275 USD fatura bedelini ödemediğini yapılan icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin gönderenin acentası olup aleyhine doğrudan dava açılamayacağını, taşıma konusu malların ithalat izni alınamaması nedeniyle alıcısı tarafından teslim alınmayıp terk edildiğini, ana konşimentoda müvekkilinin acenta olduğunun açıkça görüldüğünü, ara konşimentoda alıcı olarak gösterilmesinin acenta faaliyetinin gerçekleştirilmesine yönelik olduğunu, davacının altı ay bekledikten sonra yasal rehin hakkını kullanmaksızın alacağını alamadığını ve konteyneri tahliye etmediğini savunarak, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece davacıya ait liman sahasına indirilen malların asıl alıcısının S Sağlık Sistemleri olup düzenlenen konşimentoya göre davalının da bu malların alıcı acentası olduğu, ardiye ücretinden sorumlu olacağı, bilirkişi raporuna göre 5235 USD talep etme hakkı bulunduğu gerekçesiyle 5.275 USD alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %11 faiz ile BK.nun 83 ncü maddesi gereğince fiili ödeme günündeki kur karşılığı Türk Lirası üzerinden tahsili için itirazın kısmen iptaline, hükmedilen miktarın %40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, liman sahasına tahliye edilen emtiaya ait ardiye ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, kararın gerekçesinde, bilirkişi raporuna göre davacının 5.235 USD talep etme hakkı bulunduğu belirtilmekle birlikte 5.275 USD üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. HUMK 388/5. maddesi gereğince, gerekçe hükmün dayandığı hukuk kurallarının ve nedenlerinin açıklandığı bölüm olup, kararın denetimi de gerekçe ile olanaklıdır.Taraflar da gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bu nedenle mümeyyiz davalının aleyhine olacak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Öte yandan kabule göre de 5.275 USD'a takip tarihinden itibaren yıllık %11 temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmiş ise de 3095 sayılı Kanuni faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 4/A maddesine göre sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı halde,yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacak olmasına göre bu faiz oranının tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarda ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/6900

K. 2007/9369

T. 08.05.2007

• BORCUN TÜRK PARASIYLA ÖDENMESİ ( Alacaklı Vekilinin Takip Talebinde Asıl Alacağa Takip Tarihinden İtibaren İşleyecek Ticari Temerrüt Faizinin Uygulanmasını İstemesi - Tercihini Rayice Göre Türk Parası İle Ödenmesi Yönünde Kullandığını Gösterdiği )

• ALACAĞA TİCARİ TEMERRÜT FAİZİNİN UYGULANMASINI İSTEMİ ( Alacaklının Takip Talebinde Asıl Alacağa Takip Tarihinden İtibaren İşleyecek Ticari Temerrüt Faizinin Uygulanmasını İstemesi - Tercihini Rayice Göre Türk Parası İle Ödenmesi Yönünde Kullandığını Gösterdiği )

818/m.83,84

2004/m.58

6762/m.623

3095/m.2,4/a


ÖZET : Alacaklı vekilinin takip talepnamesinde BK.nun 83. ve 84. madde hükümlerinin saklı olduğunu açıkladığı tespit edilmiştir. Alacaklı vekilinin ayrıca, takip talebinde asıl alacağa ( takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizinin ) uygulanmasını istediği görülmektedir. Bu beyan adı geçenin BK.nun 83/2. maddesindeki tercihini ( borcun vade tarihindeki ) rayice göre Türk Parası ile ödenmesi yönünde kullandığını gösterir. Zira alacaklının hem tahsil tarihindeki kur farkını istemesi ve hem de ticari temerrüt faizinden yararlanması mümkün değildir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İİK.nun 58/3. maddesinde, takip talepnamesinde alacağın Türk Parası ile tutarının talep edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı belirtilmektedir. Bu kurala aykırı davranılması kamu düzeni ile ilgili ve Devletin hükümranlık haklarına ilişkin olması nedeniyle re'sen gözetilerek ve takibin iptalini gerektirecek hususlardandır. Ancak, gerek takip talepnamesinde ve gerekse ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk Parası karşılığı ( harca esas değer ) başlığı altında gösterilmiştir. Dairemizin istikrarla uygulanan yerleşik içtihatlarına göre istemin yukarıda açıklanan biçimde yazılmış bulunması İİK.nun 58/3. maddesindeki koşulun yerine getirilmesi yönünden yeterli kabul edilmektedir. İcra Mahkemesince de yukarıdaki kurala uygun olarak borçlu vekilinin anılan konuya yönelik şikayetinin kabul edilmediği anlaşılmaktadır.
Takip sırasında alacaklı BK.nun 83/son maddesi gereğince tahsil tarihindeki kur üzerinden paranın tahsilini istemez ise; Bu durumda işlemiş faizin vade tarihinden takip tarihine kadar 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işlemiş faiz talep edebilir. Ayrıca bu durumda, takip tarihinden tahsil tarihine kadar da işleyecek faizin reeskont faiz oranının değişen oranlarına göre aşamalı olarak faiz uygulanmasını isteyebilir ( 3095 Sayılı Kanunun, 4489 Sayılı Kanunla değişik 2.md. ).
Takipte alacaklı BK.nun 83 ve TTK.nun 623. maddeleri uyarınca seçimlik hakkını kullanarak fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiilen ödeme tarihine kadar Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir. Bir başka ifadeyle her iki halde de işlemiş faiz ( vadeden takibe kadar ) 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesine göre istenebilecek iken BK.nun 83 ve TTK.nun 623. maddelerindeki seçimlik hakkının kullanıp kullanılmaması durumuna göre işleyecek faizin, avans ( 3095 Sayılı Kanunun 2.md. koşullarında ) veya 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesine göre hesabı gerekecektir.
Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde:
Alacaklı vekilinin takip talepnamesinde BK.nun 83. ve 84. madde hükümlerinin saklı olduğunu açıkladığı tespit edilmiştir.
Alacaklı vekilinin ayrıca, takip talebinde asıl alacağa ( takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizinin ) uygulanmasını istediği görülmektedir. Bu beyan adı geçenin BK.nun 83/2. maddesindeki tercihini ( borcun vade tarihindeki ) rayice göre Türk Parası ile ödenmesi yönünde kullandığını gösterir. Zira alacaklının hem tahsil tarihindeki kur farkını istemesi ve hem de ticari temerrüt faizinden yararlanması mümkün değildir.
Bu durumda alacaklının istemi ve asıl alacaklı ilgili kura yönelik talep ve tercihi yukarıdaki kurallara göre belirleneceğinden şikayetin reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 08.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.