Mesajı Okuyun
Old 25-03-2013, 16:23   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

İtiraz yoksa icra mahkemesi sınırlı inceleme yapar, ödeme emrinin kanuna uygun olup olmadığı, geçerli bir itiraz olup olmadığı gibi... Yani iş bitmiş...


Ancak, , tedbir talepli menfi tespit davası açılıp açılmayacağının şartlarının tartışılabileceği kanaatindeyim:

Yargıtay
6. Hukuk Dairesi

Esas : 2008/10415
Karar : 2008/12696
Tarih : 17.11.2008

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine baş vurarak itirazın kaldırılması, davalının kiralanandan tahliyesi ve icra inkar tazminatının tahsili isteminde bulunmuştur. Mahkemece, istemin reddine, davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının 01.06.2001 tarihli kira sözleşmesi ile kiralananda aylık net 5.000,00 YTL bedelle kiracı olduğunu, 2004 yılı Ocak ayından kalan 3.000,00 YTL ile Şubat ve Mart ayı kiralarını ödemediğini ileri sürerek itirazın kaldırılması, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, icra takibinde esas alınan kira sözleşmesinin Özel Şartlar 3. maddesinin geçerli olmadığını, iradelerine aykırı şekilde doldurulduğunu, bu konuda menfi tespit davası açtıklarını, Cumhuriyet Savcılığı'na şikayette bulunduklarını belirterek davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.

İlamsız tahliye takibinden sonra borçlu kiracının menfi tespit davası açmış olması halinde menfi tespit davasına bakan mahkeme, ihtiyati tedbir yoluyla ilamsız tahliye takibinin durdurulmasına karar veremez. Ancak teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Fakat bu halde borçlu kiracı icra dairesine ödemiş olduğu paranın kiralayana ödenmesine muvafakat etmediğinden ve böylece temerrüde düşmüş olacağından icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verir. Borçlu kiracının ilamsız tahliye talebinden sonra menfi tespit davası açması icra mahkemesinin İİK. 269/c maddesi hükmüne göre alacaklı kiralayanın tahliye talebini incelemesine ve tahliye kararı vermesine engel değildir. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu kiracının talebi üzerine ve teminat karşılığında, tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebilir. Kaldı ki borçlu kiracı icra mahkemesinin tahliye kararının kesinleşmesinden sonra da menfi tespit davası açabilir zira icra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. İİK.nun 72/V. maddesi gereğince menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa ilamsız tahliye takibi derhal durur. Bundan sonra artık icra mahkemesi tahliye kararı veremez. İcra mahkemesinin tahliye kararı vermesinden sonra menfi tespit davası borçlu kiracı lehine hükme bağlanırsa tahliye kararının icrası kendiliğinden durur.

Olayımıza gelince; Takipte dayanılan ve karara esas alınan 01.06.2001 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira parası 900,00 YTL olarak belirtilmiş Özel Şartlar 3. maddesinde de kira sözleşmesinin devamı halinde aylık kiranın 2003 yılında 1.600,00 YTL, 2004 yılında 5.000,00 YTL olacağı ve sonrasında aylık enflasyon oranında arttırılacağı kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davacı sözleşmenin anılan 3. maddesine dayanarak 2004 yılı Ocak-Mart arası aylar kirası yönünden icra takibi yapmış, takibe itiraz eden davalılar vekili aylık 2000,00 YTL üzerinden takip konusu aylar kirasının ödendiğini, sözleşmenin 3. maddesinin iradelerine aykırı olarak sonradan yazıldığından geçersiz olduğunu belirtmiştir. Davalı şirket bu itirazları doğrultusunda sözleşmenin 3. maddesinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti için Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/885 Es sayılı dosyası ile dava açmıştır. Davalı şirket ödeme emrinin tebliğinden önce kabul ettiği miktar üzerinden takip konusu aylar kirasını ödemiştir. Bu durumda mahkemece, yargılama sırasında davalı borçlu tarafından takipten sonra açılan menfi tespit ve sözleşmenin 3. maddesinin iptali davasının sonucunun beklenmesi gerekmediği gibi davanın kabulle sonuçlanması üzerine kesinleşmesi de beklenmeksizin karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.