Mesajı Okuyun
Old 20-03-2013, 10:32   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas: 2010/5952
Karar: 2010/9348
Karar Tarihi: 28.06.2010

ÖZET: Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve malullük aylığına hak kazanan sigortalının aylığının ödenmesine, kendisinin yazılı isteğinden, malul sayılmasına esas tutulan raporun tarihi yazılı isteğini takıp eden takvim ayından sonraki bir tarih ise bu raporun tarihinden sonraki aybaşından başlanır. Davacının rapordaki arazlara göre çalışma gücü kaybı oranının 2/3'ünü yitirip yitirmediği, hangi tarih itibariyle yitirdiği ve buna göre malullük aylığı başlangıç tarihi belirlenerek hüküm kurulması gerekir.

(5510 S. K. m. 25, 26, 27, Geç. m. 7) (506 S. K. m. 53, 54, 56)

Dava: Dava davacının 18.07.2003 tarihinden itibaren malulen emekliliğe hak kazandığının tespitine, bu tarihten itibaren birikmiş aylıkların ay be ay hesaplanarak yasal faizi ile kurumdan istenmesine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz, edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Nesrin Şengün tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Karar: 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın geçici 7/1. maddesi hükmünde <Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarih ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiili hizmet süresi zammı, itibari hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler> düzenlemesinin yer alması ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun, giderek 53 vd. maddeleri olduğu kabul edilmelidir.

Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 53. maddesinde; Kurum hastanelerince düzenlenecek usulüne uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği belirlenen sigortalının malul sayılacağı, sigortalıların hangi hallerde çalışma gücünün en az üçte ikisini kaybetmiş sayılacaklarının, sağlık işlemlerine ilişkin yönetmelikteki esaslara göre saptanacağı açıklandıktan sonra, 54. maddede, malullük aylığından yararlanma koşulları sıralanmış olup bunlardan biri, bu Kanunun 53. maddesine göre malul sayılma olgusunun gerçekleşmiş olmasıdır.

Dava konusu somut olayda, davacının, malullük sigortası hükümlerine göre davalı Kuruma 18.07.2003 tarihinde başvurarak aylık tahsis isteminde bulunduğu, başvurunun Kurumca, çalışma gücünün en az üçte ikisinin yitirilmediği gerekçesiyle reddedilmesinden sonra işbu davanın açıldığı, yargılama adamasında alınan Adlı Tıp Kurumu Başkanlığı'nın 09.07.2008 tarihli raporunda ve 22.10.2009 tarihli Adlı Tıp Genel Kurulu Raporu ile davacının beden çalınma gücünün üçte ikisini kaybetmiş olduğunun bildirilmesine göre, mahkemece bu raporlar hükme esas alınarak, raporlarda 28.11.2005 tarihli raporun esas alındığı belirtilerek takip eden aybaşından itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.

506 sayılı Kanun 56. maddesinde yer alan <Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve malullük aylığına hak kazanan sigortalının aylığının ödenmesine, kendisinin yazılı isteğinden, malul sayılmasına esas tutulan raporun tarihi yazılı isteğini takıp eden takvim ayından sonraki bir tarih ise bu raporun tarihinden sonraki aybaşından başlanır.> hükmü gözetilerek, davacının 18.08.2003 tarihli rapordaki arazlara göre davacının çalışma gücü kaybı oranının 2/3'ünü yitirip yitirmediği, hangi tarih itibariyle yitirdiği ve buna göre malullük aylığı başlangıç tarihi belirlenerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

(KAYNAK: Av. Tacettin GÖÇMEN)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı