|
Perde
Sevgililer gününde sevgilisizdi,,, çok fazla politik, hele feminist hiç değildi,,, ki o gün sokağa çıksın muhalif kadınlarla birlikte eylemlere katılsındı,,, sinemaya gitti,,, beyaz perdede akıp giden filmdeki hikâyeye vermek istedi kendini,,, kafasındaki düşünceleri, hayalleri, kırgınlıkları,,, hepsini kapıdışarı edecekti böylece,,, ve bunu daha sinemanın kapısından içeri girerken yapmayı başarabilmiş,,, sadece kafasında değil,,, bütün benliğinde kocaman bir boşluk yaratmayı bilmişti,,, öyle ki salonun orta yerlerinde, biraz kenara doğru rahat kırmızı koltuğuna oturduğunda,,, elindeki patlamış mısır kartonunu ancak fark etti,,, bu eksik bir sıcaklığı elinde hissetmekti,,, yanındaki boş koltuk onu ıssızlığa itmedi,,, aksine,,, ayakta kalmış bir hayal için özellikle boş bırakılmış gibi geldi ona,,, beyazperdenin üzerine şimdilik sanki bir daha hiç açılmayacakmışcasına sıkısıkıya çekilmiş kadife perdeye kaldırdı bakışlarını,,, koyukırmızı gölgeli renk hareketlenmiş,,, gelip, çantasını açıp da içinden ne zaman çıkardığını hatırlayamadığı elindeki rujda kendini gösterivermişti,,, küçük yuvarlak,,, üzerinde ince bakır işlemeli tek gül motifi bulunan aynada gördü dudaklarını,,, kendisinin değil gibiydi,,, o anda karşısına geçmiş,,, kâh büzülerek,,, kâh gülümsemeye yayılarak,,, bir sevecenlik gösterisi şenliğinde,,, içindeki boşluğa yayılmaya çalışan tuhaf bir duygunun kıpırtılarıydı sanki,,, o anda filmin başlama gongu çaldı,,, hayallerin üzerinde bütün ağırlığıyla asılı kalmış gibi duran perde, esneyerek kollarını iki yana doğru genişçe açtı,,, tek gül motifli aynanın cüretkar yüzeyine kondurulmuş ıslak bir öpücük,,, aynı anda, perdenin beyazlığını koyukırmızıya boyayıverdi…
|