Mesajı Okuyun
Old 31-01-2013, 12:35   #2
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Hizmet tespiti davasının davalı tarafında ise işveren ve Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK) vardır. İşveren, sigortalı ile ilgili belgeleri Kuruma vermediği için bu davanın tarafıdır. SGK ise kayıt dışılıkla ilgili gerekli denetimleri yapmadığından ve kararın infazını yapmakla görevli olduğundan davarım tarafı olmak durumundadır.


Alıntı:
Yazan T.C. YARGITAY 21.Hukuk Dairesi Esas: 2007/1980 Karar: 2007/2529 Karar Tarihi: 22.02.2007
Hizmet tesbiti davaları sonuçta, tesbiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesinin açık hükmü de dikkate alındığında, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Bu durumda, bu tür davalarda işverenin de taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur. Yargıtay'ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu'nun 04.10.2000 gün ve E. 2000/21-1241, K. 2000/1236 sayılı kararı da aynı esasları içermektedir.

Davalılardan kat maliki H.B.'nin dava açılmadan önce 23.03.1984 tarihinde vefat ettiği nüfus kaydından anlaşılmaktadır. Ölümle taraf ehliyetinin son bulacağı açıktır. Ancak, zorunlu dava arkadaşlığının olduğu hallerde, davalılardan birinin dava tarihinden önce ölü olduğu belirlense bile davanın ret edilmeyip, mirasçılarının tespit edilerek davada yer almalarının sağlanması ve bu suretle taraf teşkilinin tamamlanması, hak ve menfaatler dengesiyle usul ekonomisine uygun düşer (Prof. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 2001 basım Cilt.1 sf. 894 vd.). 04.05.1978 gün 4/5 sayılı içtihadı birleştirme kararının zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu halleri kapsamadığı açıktır (HGK. 17.02.1982 gün 632-123, 6. H.D. 09.10.1989 gün 4578-8766). Bu durumda dava ekonomisi, hizmet tespiti davasının Anayasa'da ifadesini bulan temel haklardan sosyal güvenliğe ilişkin oluşu dikkate alınarak, davalılardan H.B.'nin mirasçılarının nüfus kayıt örnekleri getirtilerek tespit edilmesi, giderek davacıya H.B.'nin mirasçılarını gösterir veraset ilamı alması ve bu yönde dava açması için yetki ve önel verilmesi, mirasçılar belirlendikten sonra davaya katılmaları sağlanarak, taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilerek yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.