Mesajı Okuyun
Old 30-10-2002, 01:48   #39
Nusret

 
Rahatsiz

Herkese merhaba diyerek sözüme başlayayım. Ve hemen cübbe konusunda yapılan bu tartışmayı, daha doğrusu bu tartışmanın cübbe kutsayıcılarını hayretle okuduğumu belirtmek isterim.
Bu tartışmayı ortaya atan meslektaşımızın adını ilk olarak 4-5 ay önce Denizli Baro Başkanı hakkında bildik meseleden dolayı açılan soruşturmanın diğer illerdeki biz meslektaşlarına da duyurulması konusunda gösterdiği takdire değer çaba nedeniyle duymuş idim. Ve bu nedenle bende bu isim olumlu bir izlenim bırakmıştı.
Fakat, ne yalan söyleyeyim, cübbenin kutsiyeti üzerine verdiği bu vaaz (kullandığım sözcük rahatsız edici ise özür dilerim, ama düşüncemi ifade edecek uygun başka bir şey bulamadım!) beni üzdü. Üzülmenin yanısıra bir kızgınlık hissi de uyandırdı.
Tartışmayı ortaya atan Av. A.G.Çelik'in yanısıra bu forum alanında tartışmaya katılan çoğu meslektaşın aynı doğrultuda görüş bildirmesi üzüntümü daha da artırdı.
Cübbe, aslı astarı burjuva "Adalet" mekanizmasının içinde faaliyette bulunan biz avukatların mesleki bir giysisidir. Bu anlamda avukatların bir sembolüdür de. Bu işleviyle sınırlı olmak üzere bir değeri de vardır elbette. Ama bir sembol, ancak bu kadar abartılabilir. Söyler misiniz Allah aşkına, cübbenin mahkemelerde vs. giyilmesine başka bir yerde giyilemeyeceğine ilişkin bütün o tarihsel ve karşılaştırmalı yazılarınızın "Avukatların cübbe ile yürüyüş yapmaları" konusuyla ne ilgisi vardır? Cübbenin mesleki faaliyet içerisinde ne şekilde kullanılacağı ve nerelerde giyileceği başka bir konudur, avukatların gerek mesleki ve gerekse sair bir toplumsal konuda tavırlarını göstermek maksadıyla yaptıkları yürüyüş vs. eylemlerde cübbelerini giymeleri ise bir başka konu. Halkımızın kullandığı "Avukat gibi konuşuyorsun" lafına hak verdirecek ve toplasanız bir broşür kapsamına ulaşacak olan bütün o yazdıklarınız, bu konuya açıklık getirmekten uzaktır. Ama bu durum, şunu da göstermiştir: Avukatların önemli bir kesiminin ne kadar şekilci bir bakış açısına ve düz mantığa sahip olduğunu ve zihinlerinin pozitivizmle malül olduğunu...
Toplumumuzun bir kısmını veya önemli bir kesimini veya tümünü etkileyen bir yerel veya evrensel bir sorun var ve avukatlar Barolarının veya başka bir örgütlerinin (ÇHD vb. gibi) örgütlemesi sonucu yürüyüş veya benzeri bir eylem yapmayı kararlaştırıyorlar ve bunu da cübbelerini giyerek gerçekleştiriyorlarsa cübbelerini "feda etmiş" mi oluyorlar? Cübbenin "saygınlığı" mı zedelenmiş oluyor? Ben tam tersinin söylenebileceğini düşünüyorum. Kuşkusuz burada avukatların irili ufaklı hemen her sorunda cübbelerini sırtlayıp sokağa koşturmaları gerektiğinden bahsetmiyoruz. Sözkonusu olan durumlar spesifik olaylardır. Ve bu olaylarda avukatların cübbeleri ile yürümeleri, eylem yapmaları ve bu eylemlerde eylemin amacına uygun slogan atmaları avukatların ve cübbelerinin saygınlıklarını daha da artırmaktadır, bunu görmek lazım.
Cübbenin deyim yerindeyse "namusu"nu gözeten meslektaşlarımız kaygılanmasınlar; cübbenin namusu, saygınlığı, asaleti ve ona atfedilecek daha birçok sıfatı vs. yerli yerinde duruyor. Ve asıl, "Filistin'e Destek", "Savaşa Hayır" vb. gibi eylemlerde onu eylem alanlarına taşıyan meslektaşlarınızın sırtında parlıyor.