Mesajı Okuyun
Old 11-01-2013, 18:26   #5
and justice for all

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.İsmail DEĞER
Bilindiği üzere, iptal davasını kazanan alacaklı, mahkemenin kararıyla, tasarruf konusu malı sattırır ve elde edilen paradan alacağını alır. Geriyer para artarsa, bu para davalı üçüncü kişiye verilir. Şayet, iptal davası, üçüncü kişinin elinden çıkardığı yani sattığı mallar yerine geçen değere ilişkin ise, üçüncü kişi bu değer oranında nakden tazminata mahkum edilir (İİK m.283).

Olayınızda, başka bir tasarrufun iptali ile taşınmaz satılmış ve buradan borç karşılanıp bakiye para kalmış ve bu müvekkilinize verilmişse bu değer üzerinden sorumluluk söz konusu olabilir. Ancak müvekkilinizin eline bir para geçmemişse, o satışın tüm parası borçlulara ödenmişse bir sorumluluğu kalmaz.

Saygılarımla.

Oncelikle İlginiz icin tesekkurler.

Dava konusunu biraz daha detaylandırırsak, soyle bir ozet yapabiliriz.

Muvekkilim,satin almis oldugu tasınmazlar adına kararlastırılan bedellerin bir kısmını elden bir kısmını ise banka yolu ile ödemistir. Banka kanalı ile gerceklesen odemelerin rayic bedellerden dusuk olması sebebi ile muvekkilim aleyhine acilan tasarrufun iptali davası alacaklı banka tarafından kazanılmış ve İ.İ.K. 277 ve devam eden maddeleri uyarınca ilgili tasınmazların satışlarına geçilmiş ve söz konusu taşınmazlar satılarak satış işlemleri kesinleşmiştir. BU SATIŞLARDAN Müvekkilime hiçbir şekilde bir bedel kalmamıştır zira alacaklı bankaların alacağı çok daha yüksek bedellerdedir.

Bu aşamalar bittikten sonra 2. bir tasarrufun iptali davasının olduğu tespit edilmiştir.

Bu davanın davacısı, davayı taşınmazların satılması nedeni ile bedele dönüştürmüştür.

Oysa İ.İ.K 283/2 madde gereğindce bu tip davaların bedele dönüşmesi için bizzat 3. şahsın dava devam ederken bu taşınmazları bir başkasına satması yada bizzat kendi borcu adına cebri icra yolu ile satışı ile maddi anlamda kazanc sağlamasıdır.

Mantık da doğrudur, çünkü tasarruf edilen şey, sayılarak karşılığında parası tabiri caizse cebe yani aktife konulmuştur.

Ancak olayımızda muvekkilim taşınmazları satıp bedelini almamış yada borcuna karşılık cebri icra yolu ile pasifini kapatmamış daha önce ikame edilen tasarrufun iptali davası neticesinde taşınmazlar satılarak borçlunun pasifi eritilmiştir.

Aksi halde tek bir tasarrufun iptali uyuşmazlığında onlarca dava ve bedel tazmini ile karşılaşılır kı bunun düşünülmesi dahi mantık dışıdır.

Kanunun aradığı şartlar oluşmadığı halde, izah etmek de zorlanıyoruz.

taşınmazlar 3. şahıslara satıldığı halde mahkeme tarafından söz konusu tedbir kararı dahi kaldırılmamaktadır. Bu konuda emsal içtihat ve yargı kararları gerekmektedir. Teşekkürler..
re