Mesajı Okuyun
Old 07-01-2013, 11:07   #5
garani

 
Varsayılan

bır bakın ıstersenız.

(5510 S. K. m. 95)

Dava: Davacılar, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, manevi tazminat taleplerinin reddine, maddi tazminat talebi atiye bırakılmış olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

Hükmün davacılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Karar: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı anne L. S. ve baba İ. H. S.'nın tüm temyiz itirazlarının reddine,

2- Davacı M. S.'nın temyizine gelince;

Dava 6.5.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece davacıların maddi tazminat taleplerinin atiye terki nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat yönünden ise davacının maluliyet oranını %0 olarak tespit edilmesi nedeniyle cismani zarara uğramadığı manevi yönden ruhsal yönden acı yahut tatmini gereken manevi ızdırabın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş bu karar süresinde davalı Avukatı tarafından temyiz edilmiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.

Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 19. maddesidir. Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalım bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45. maddesinde sürekli iş göremezlik gelirinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanacağı bildirilmiştir.

Öte yandan 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesine göre <Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak şevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu rapora ve dayanağı tıbbi belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak şevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.

Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit işleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa'ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta işlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.

Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay içtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir. Somut olayda davacının 6.5.2005 tarihinde gerçekleşen trafik iş kazasında yaralanarak kolunun kırıldığı, sol hemurus kırığı + kafa travması geçirdiği, hemotom operasyonu sonucunda kemiğinin yerine konulduğu ancak olay nedeniyle maluliyetinin gerekmediği SGK Başkanlığı SSK Tedavi Hizmetleri Maluliyet Daire Başkanlığının sürekli iş göremezlik derecesi tespit kararından anlaşılmaktadır. Sağlık Bakanlığı 25 Aralık Devlet Hastanesinin kaza sonrasına ilişkin 26.7.2005 tarihli raporunda ise davacının da sağ hemerus öpere kırığı ossöz kaynamanın mevcut olduğu, ağır stres tepkisi ve uyum bozukluğu nedeniyle %25 oranında iş gücü maluliyetinin bulunduğu tespit edilmiştir. Hal böyle olunca davacının kaza sonrası yaralanması nedeniyle tedavi gördüğü operasyon geçirdiği açıktır. Mahkemece davacıdaki %25 oranındaki maluliyetin iş kazası ile illiyeti tespit edilmeden davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Yapılacak iş; davacıya işvereni ve hak alanını ilgilendirdiği için SGK. Başkanlığını hasım göstererek ağır stres tepkisi ve uyum bozukluğu nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının ve bu maluliyetinin iş kazası ile illiyetinin tespiti için dava açması için önel vermek, tespit davasını tazminat davası için bekletici mesele saymak, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

Öte yandan %0 maluliyetin tespiti durumunda bile davacının uğradığı iş kazası sonucu operasyon geçirecek şekilde yaralandığı hayatın olağan akışı gereği bundan dolayı elem ve ızdırap duyduğu kabul edilerek uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi yerine davacının olay sebebi ile cismani zarara uğramadığı kaza nedeniyle ruhsal olarak acı duyduğunu kanıtlayamadığı gerekçeleri ile manevi tazminat talebinin tamamının reddi doğru olmamıştır.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 03.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)